Eshâb-ı kirama, Tabiin ve Tebe-i Tabiin zamanındaki müctehid âlimlere, “Selef-i salihin” denir…
Selef-i salihinin özellikleri -1-
Yüce dinimiz İslamiyet’i doğru olarak nakleden, Selef-i salihindir. Peygamber Efendimiz Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”, Allahü teâlânın bildirdiklerini Eshâbına “radıyallahü anhüm” bildirdi. Onlar da talebeleri olan Tabiine bildirdi. Bunlar da kitaplarına yazdılar ve bu bilgileri, talebeleri olan Tebe-i tabiine bildirdiler. Onlar da bu bilgileri kendilerinden sonrakilere bildirdiler. Böylece, din bilgileri bizlere nakil ve tevâtür yoluyla geldi. Tabiin, Tebe-i Tabiin ve onların yolunda giden âlimlere Ehl-i sünnet âlimi denir. Dört mezhep [Hanefi, Şafiî, Maliki ve Hanbeli] âlimlerinin hepsi Ehl-i sünnet âlimidir. İmam-ı a’zam, Tâbiindendir, diğer üç mezhep imamları Tebe-i Tâbiindendir “rahmetullahi aleyhim.”
Selef-i salihin, dinde sonra gelenlerin hocası durumundadırlar. Din gayretleri çoktu. Din kitaplarında onlardan ve örnek yaşayışlarından hürmetle bahsedilir. Resûlullah’tan “sallallahü aleyhi ve sellem” gelen din bilgilerini, kendilerinden hiçbir şey katmadan, olduğu gibi naklettiler. Bunların itikadı, Ehl-i sünnet vel-cemaat itikadıdır. Bu itikattan başka doğru itikat yoktur.
İslam âlimlerinin büyüklerinden Abdülvehhab-ı Şa’rânî hazretleri, Tenbîhül-muğterrîn kitabında Selef-i salihinin örnek ve yüksek vasıflarından bir kısmını şöyle bildirmektedir:
Selef-i salihin, din bilgilerini tam öğrenmişlerdi. Tevekkülleri en ileri derecedeydi. İlimleriyle amel ederlerdi. İhlas sahibi idiler. Riyadan çok sakınırlardı. Makam ve mevki sahiplerine menfaat için yaklaşmazlardı. Sözleri özlerine uygundu.
Sıkıntı ve zorluklara karşı sabırlı idiler. Bütün arzuları Allahü teâlanın rızasıydı. Allahü teâlânın gazabına sebep olacak şeylerden çok sakınırlardı. Kıyameti anlatan âyet-i kerîmeleri okurken ve dinlerken çok etkilenirlerdi.
Gördükleri her cenazeden ibret alırlardı. Son nefeste imansız gitmekten pek çok korkarlardı. Dünyaya ibret nazarıyla bakarlardı. Kusurlarını varsa itiraf ederler ve derhal düzeltirlerdi. Kendilerine yapılan haksızlıkları müsamaha ile karşılarlar ve nasihat ederlerdi. Her Müslümana saygı gösterirlerdi. Birbirleri ile sohbet ederler ve nasihatte bulunurlardı. Nasihat kabul edeceğini sezdikleri kimselere tavsiyelerde bulunurlardı. Herkese nazik davranırlar ve merhamet ederlerdi.
Nefislerini ıslah etmiş, tevazu sahibi ve huzur veren kimselerdi. Talebelerine ve hocalarına vefalı davranırlar ve dua ederlerdi. İlimleri ile amel ederlerdi. Kendilerinin ve evlatlarının hocalarına saygı gösterirlerdi. İnsanlara ikram ve yardım etmeyi severlerdi. Kendilerini her an kontrol altında tutarlardı, hep örnek ve imrenilecek davranışlar yaparlardı.
Kibirden ve kibir zannedilebilecek davranışlardan şiddetle sakınırlardı.
Selef-i Salihin, ilimde, ibadette ve güzel ahlakta yüksek derecede idiler. Onları örnek almak, onların hayatlarını öğrenip yaşayışlarına uymakla olur.