Zeyd bin Hasen Kindî hazretleri hadîs, kırâat ve Hanefî mezhebi fıkıh âlimidir. 520 (m. 1126) yılında Bağdad’da doğdu. 613 (m. 1217) yılında Şam’da vefât etti. Zamanının en meşhûr âlimlerinden ders aldı. Şam’da Emevî Câmii’nde ve Kâsiyûn’daki medresede ders verirdi. Buyurdu ki:
İnsanın, dünyâ ve âhıret saadetine kavuşup, âhırette ebedî azâbdan kurtuluşu, Resûlullahın (sallallahü aleyhi ve sellem) Allahü teâlâdan getirdiklerine imân etmesi, O’nun sünnet-i seniyyesine tâbi olması ve O’na tazimde bulunması ile mümkündür. Resûlullahın haremi olan Medîne-i münevvereye tazim ve hürmette bulunmak, orada yasaklanan şeylerden (veya günah işlemekten) sakınmak ve Medîne-i münevvere ehline ikramda bulunmak da Resûlullaha tazimden sayılır.
Kur’ân-ı kerîmin ve hadîs-i şerîf kitaplarının üzerine, başka herhangi bir kitap veya herhangi bir ev eşyası koymamak da Allah ve Resûlüne tazimdendir. Onların üzerinde bulunan tozları almak, içerisinde Allahü teâlânın ism-i şerîfi veya Resûlullah efendimizin mübârek isimlerinin bulunduğu bir kâğıdı atmamak, Allahü teâlâya ve Resûlüne tazimdendir. Böyle kâğıtlar yırtılmaz. Şayet içerisinde Allahü teâlânın ism-i şerîfi, Peygamber efendimizin ism-i şerîfi ve âyet-i kerîmeler bulunan kitaplar ve kâğıtlar eskimekten dolayı yırtılırsa, bunları temiz beze sarıp toprağa gömmeli veya su ile yıkayarak üzerindeki yazıları silmeli veya yakmalıdır. Yakınca, külleri gömülür. Hazreti Osman mensûh âyetler bulunan Kur’ân-ı kerîmi yaktı. Eshâb-ı kirâmdan hiç kimse, buna karşı çıkmadı. Yakmak, yıkayıp yazıları gidermekten daha iyi olur. Zira, yıkamakta kullanılan sular ayak altında kalabilir.
Resûlullah efendimizin Ehl-i beytine, Ensâr ve Muhacirlerin çocuklarına tazim ve hürmette bulunmak da, Resûlullaha hürmettendir. Haberde şöyle gelmiştir:
“Kureyş’i takdîr ediniz. Onların önüne geçmeyiniz.” Bu, Resûlullah efendimiz Kureyş’ten olduğu içindir. Resûlullah efendimiz Arab idi. Arab; lügatte, güzel demektir. Meselâ, lisân-i Arab, güzel dil demektir. Istılâh manâsı ise, yani coğrafyada Arab demek, Arabistan ismindeki yarımadada doğup büyüyen, oranın iklimi, havası, suyu ve gıdası ile yetişen ve onların kanından olan kimse demektir. Resûlullah da Arabistan yarımadasında doğduğu için Arab’dır.
Arablar beyaz, buğday benizli olur. Bilhassa Peygamberimizin sülâlesi beyaz ve çok güzel idi.
Vehbi Tülek