Âb-ı Hayat – 4388 (Cuma’nız Mübarek Olsun)


ali zeki osmanağaoğlu

Büyükler buyurdular ki;

Bir gün Şah-ı Nakşibend hazretleri “kuddise sirruh” misafirlerine ziyafet veriyormuş. Bir derviş de orada oturuyormuş. Onu da sofraya davet etmişler. Efendim, ben oruçluyum, demiş. Evladım, o nafile oruçtur, bozabilirsin demişler. Olmaz efendim demiş. Ramazan-ı şerifteki tuttuğum oruçların sevabı senin olsun, boz orucunu, sofraya gel demiş. Olmaz efendim. Peki ömrüm boyunca tuttuğum oruçların sevabı senin olsun, boz orucunu sofraya gel demiş. Yine olmaz efendim demiş. Öyle mi… Şah-ı Nakşibend hazretleri yanındakilere; bu mürted oldu, buna dikkat edin buyurmuşlar. Büyüklere itiraz küfre sebeptir. Olabilir olamayabilir ama çok tehlikelidir. Herhangi bir İslam âlimine itiraz da küfre sebeptir. Çünkü, o itiraz o âlimin şahsına değil, yazdıklarınadır. O yazdıkları Allah kelamıdır, Peygamber sözüdür. Onun için bu dili kesmek lazımdır. Bazen çok uzuyor. Padişah; bana dünyanın en tatlı etini getirin demiş. Dil getirmişler. En acısını getirin demiş. Yine dil getirmişler. Efendim, bu güzel konuştuğu zaman tadına doyamazsınız, ama diken gibi battığı vakit de acısına dayanamazsınız, adamı perişan eder.

Fî emanillah



Âb-ı Hayat – 4388 (Cuma’nız Mübarek Olsun)

Kategori içindeki yazılar: Kelâm-ı kibâr