“Türk milleti, en az bin yıldan beri İslâm ile müşerref olmuş, İslâmiyeti en doğru tarzda anlayan, yaşayan ve bu sâhada söz sâhibi olan bir millettir…”
Şüphesiz ki, ilme, irfâna, eğitime, Türk fikir hayâtına ve kültürüne yaptığı önemli katkıları bilinen ve eserleriyle birçok temiz gencin yetişmesini sağlayan, onları millete, memlekete ve devlete hizmet yoluna yönlendiren merhûm pedagog, psikolog ve sosyolog Seyyid Ahmed Arvâsî hocamızı, doğru bir şekilde tanımak ve tanıtmak bir bahtiyârlıktır.
Seyyid Ahmed Arvâsî bey, her zaman, her yerde, herkese, özellikle milletimize, memleketimize, Türk âlemine ve bütün İslâm âlemine lâzım olan gıdâ gibi bir insan idi.
Sevgili Peygamberimizin mübârek torunlarından, mütefekkir, ilim ve gönül ehli, büyük eğitimci ve da’vâ adamı Seyyid Ahmed Arvâsî Hocanın akıl, zekâ, ilim ve fehmi derin; îmânı kuvvetli; millet ve memleket sevgisi engin; milletin birliği ve memleketin dirliği için olan gayretleri; iyi bir gençlik yetişmesi için olan çabaları ve Türk devletinin gelişmesi, bütünlüğü ve kıyâmete kadar devâm etmesi için taşıdığı aşk ve şevk de çok büyüktü.
Büyük pedagog ve sosyolog, Seyyid Ahmed Arvâsî bey, vefâtından takrîben 6 ay önce, 18-22 Haziran 1988 târihleri arasında yapılan 12. Millî Eğitim Şûrası’nda târihî bir konuşma yapmıştır; bir yerinde demiştir ki:
“…Bundan tam 1366 yıl önce, şanlı ve sevgili Peygamberimiz Hazret-i Muhammed -ona binlerce selâm olsun- Medine-i Münevvere’de ilk İslâm devletini kurdu. Müslümânların yanında, Ehl-i kitâbın da haklarını savundu. Zulüm, cinâyet, haksızlık sona erdi. Irk, cins, soy farkı gözetmeksizin bütün inananları kardeş ilân etti. Muhâkeme usûlünü getirdi, Ehl-i kitâba dîn hürriyeti verdi. Müslümânlar için tanınan garantileri, onlar için de kabûl etti. Birleşmiş Milletlerden tam 14 asır önce, insan hakları konusunda bu derece, bu biçimde ve yazılı olarak ortaya konmuş başka bir belge yoktur. Bütün beşeriyet, şânlı ve şerefli Peygamberimizin başarısını görmek ve ayakta alkışlamak zorundadır.” (Salon ayaklanıp coşmuş, ortalık alkışlarla inlemiştir.)
***
Merhûm Seyyid Ahmed Arvâsî beyin inancı, fikrî yapısı, düşüncesi, tesbîtleri, fikriyâtı, arzûları, temennîleri, ümîdleri ve hedefleri, günümüz gençliği için de çok mühimdir. O demektedir ki:
“…Türk milleti, en az bin yıldan beri İslâm ile müşerref olmuş, İslâmiyeti en doğru tarzda anlayan, yaşayan ve bu sâhada söz sâhibi olan bir millettir.
Bağrından İmâm-ı A’zam’lar, İmâm-ı Mâtürîdî’ler, İmâm-ı Gazâlî’ler, İmâm-ı Birgivî’ler, Ahmed İbn-i Kemâl Pâşâ’lar, Mollâ Fenârî’ler, Ebussuûd Efendi’ler…gibi [sayfalarca sayabileceğimiz] daha nice dîn âlimlerini çıkarmıştır.
Yine Türk milleti, Mevlânâ Celâleddin-i Rûmî, Hoca Ahmed Yesevî, Hâcı Bektâş-ı Velî, Hâcı Bayrâm-ı Velî, Yûnus Emre gibi nice tasavvuf büyüklerini yetiştirmiştir.
Milletimiz, büyük ve târîhî bir kitaplığa ve “bid’âtsız” bir dîn kültürüne sâhiptir. İslâm dünyâsının bütün kaynakları en sağlam belgeleriyle elimizdedir…”