Uygunsuz bir sözü terk etmek, nefse bir gün oruç tutmaktan daha ağır gelir!
Cemâlüddîn Gürânî hazretleri büyük âlim ve velîlerdendir. İran’da Güran kasabasında doğdu. Mısır’a giderek birçok âlim ve evliyâdan ilim öğrendi. 1367 (H.768) senesi Kâhire’de vefât etti.
Cemâlüddîn Gürânî’nin yanına gelip, dergâhta üç seneye yakın kalan biri vardı. Bu kimse devamlı Allahü teâlâya giden yolu taleb ederdi. Cemâlüddîn Gürânî ona hiç iltifât etmezdi… Bir gün o şahsı yanına çağırarak; “Ey benim evlâdım! Ben bu gece bir cana kıydım, onun cesedi, bu torbanın içindedir. Benim senden isteğim şudur: Bu torbayı alıp, bu gece falan yere götür. Orada bir tepe vardır. Oraya göm gel. Bu işi yaparsan sana çok altın veririm” dedi. O şahıs da Cemâlüddîn Gürânî’nin dediğini yaptı ve torbayı gömdü. Bu durumdan kimsenin haberi olmadı. İki gün sonra Cemâlüddîn Gürânî talebelerine, o şahsı dergâhdan çıkarmalarını emretti. Bir süre sonra, o şahıs durumu vâliye anlattı. Vâlinin adamları Cemâlüddîn Gürânî’nin yanına gelerek; “Sen birisini öldürmüşsün. Biz öldürdüğün kişiyi gömdürdüğün yeri biliyoruz” dediler. Bunun üzerine Cemâlüddîn Gürânî talebelerinden bir kısmına; “Siz de onlarla gidin ve o tepedeki yeri açın, bakalım ne çıkacak?” dedi. Talebeleri ve vâlinin adamları şikâyet edenin gösterdiği yeri kazdılar. Çıkan torbayı açtıklarında, içinde bir koyun olduğunu gördüler. Sonra o şahsı, Cemâlüddîn Gürânî’nin yanına götürdüler. Cemâlüddîn Gürânî ona; “Bir sırrı saklayamayan, Allahü teâlâya nasıl kavuşur?” dedi.
Bir sohbetinde şunları anlattı: “Dışı, içine uymayan birini görmek isterseniz bana bakın.” Kendisine, “Niçin böyle söylüyorsun?” diyenlere şöyle cevap verdi. “Ben, yüz kadar iyi huyun bulunduğunu sayıyorum, fakat onlardan bir tânesini kendimde göremiyorum. Kötü huyları sayıyorum. Hepsinin kendimde mevcut olduğunu görüyorum.”
“Uygunsuz bir sözü terk etmek, nefse bir gün oruç tutmaktan daha ağır gelir. Ben, çok sıcak bir günde, insanları çekiştirmemeyi, insanlar hakkında uygunsuz sözler söylememeyi, o gün oruç tutmak ile mukâyese ettim. O sıcak havada oruç tutmanın dili tutmaktan daha kolay geldiğini gördüm.”
“İki şey var ki, bunlar bir kimsede tamam olursa, o kimsenin diğer bütün hâlleri bu iki hâli sâyesinde tamam olur. Birincisi, namazı vaktinde kılacak. İkincisi, dilini kötü ve yersiz sözlerden koruyacak. Bir kimse dilini yersiz sözlerden koruyabilirse, Allahü teâlâ ona mutlaka diğer amellerini düzeltmesini ihsân eder.”