Allahü teâlânın sevdikleri ve sevmedikleri!

Tevbe edip bir daha günâh işlemeyen, Allahü teâlânın sevdiği kul olur. Allahü teâlâ, kâfirleri de, günâh işleyen Müslümânları da sevmez.

 

 

 

Allahü teâlâ, Kur’ân-ı kerîminde (meâlen) “Allah, tevbe edenleri sever” (Bakara 222) buyuruyor. Tevbe edenlerin günâhları affolur. Tevbe edip bir daha günâh işlemeyen, Allahü teâlânın sevdiği kul olur.

 

Allahü teâlâ, tevbe edilen her günâhı affeder. Bir hadîs-i şerîfte buyuruldu ki:

 

“Bir kimse, işlediği günâha tevbe edince, Allahü teâlâ, meleklerine buyurur ki: Şu kimseye bakın, günâh işledi, günâhın cezâsını veren ve affeden bir Rabbi olduğunu hâtırlayıp tevbe etti. Şâhid olun ki ben onu affettim.” [Buhârî]

 

Diğer bir hadîs-i şerîfte de, “Tevbe eden, Allah’ın habîbidir (sevgilisi, çok sevdiği kimsedir)” buyuruldu. (İbn-i Ebid-dünyâ)

 

Cenâb-ı Hak buyurmuştur ki: “Allah müminlerin yardımcısıdır. Onları karanlıklardan nûra çıkarır.” [Bakara 257]

 

Diğer bir hadîs-i şerîfte ise şöyle buyuruldu:

 

“Bir kimse, istirâhat için ıssız bir çölde uyur. Uyanınca yiyip içeceği bulunan bineğinin, yanından kaybolduğunu görür. Her tarafta arar bulamaz. Yorgunluk içinde eski uyuduğu yere gelir, “Bu ıssız çölde aç susuz kalacağım için ölmem mümkündür” diyerek ümitsizlik içinde uyuyakalır. Uyandığı zaman devesini ve yiyip içeceğini yanı başında görünce çok sevinir. İşte Allahü teâlâ da, tevbe edene, bu kulun sevinmesinden daha çok sevinir.” [Yani Allahü teâlâ, bir kulunun, tevbe edip kendisine yönelmesine, üzerinde yiyeceği ve içeceği bulunan devesini kaybedip, ölüm tehlikesi ile karşı karşıya kalan ve ümîdini kestikten sonra yiyip içeceği ile birlikte devesini bulan kimsenin sevincinden daha çok sevinir.]

 

     ***

 

Allahü teâlâ, kâfirleri de, günâh işleyen Müslümânları da sevmez. Bu ikisi arasında elbette fark vardır. İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki: “Allahü teâlânın kâfirlere düşmânlığı, zâtından yani kendisindendir, zâtı iledir. Müslümânların işledikleri günâhları ise, sıfatları sevmez. Bu düşmânlık sıfatlara âittir. Rahmet sıfatı, zâtın düşmânlığını ortadan kaldırmaz. (C. I, M. 266)

 

Cenâb-ı Hak, iki âyet-i kerîmelerde meâlen şöyle buyurmaktadır:

 

“Allahü teâlâ, kâfirleri sevmez.” [Âl-i İmrân, 32]

 

“Allahü teâlâ, kendini beğenip övünen hiçbir kimseyi sevmez.” [Lokmân, 18]

 

Birkaç hadîs-i şerîif meâli de şöyledir:

 

“Allahü teâlâ, hakkı kabûl etmekte inâd edeni sevmez.” [Buhârî]

 

“Allahü teâlâ, düşmânlıkta ileri gidenleri sevmez.” [Buhârî]

 

“Allahü teâlâ, eshâbımı ve akrabâmı incitenleri sevmez.” [Taberânî]

 

“Allahü teâlâ, kibirlileri sevmez.” [Deylemî]

 

“Allahü teâlâ, komşusuna sıkıntı vereni sevmez.” [Deylemî]

 

“Allahü teâlâ, çalışmayan gençleri sevmez.” [Münâvî]

 

 

 

Prof. Dr. Ramazan Ayvallı’nın önceki yazıları…




Kategori içindeki yazılar: Ramazan Ayvallı