Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarından olup, Basra’da vefât etmiştir.
Bir sohbetinde;
“Bir kimsenin kalbinde hakîkî îmân varsa, o kişi Rabbine karşı gelip de günah işleyemez. Çünkü Allah’tan korkar” buyurdu.
Ve ekledi:
“Meselâ ‘kul hakkı’nın önemini bilen ve hep bunu düşünen bir Müslüman, ayağını uzatıp da rahat rahat yatamaz.”
Şöyle devam etti:
Îmânın bir sûreti, yâni görünüşü vardır, bir de hakîkati vardır. Her Müslümanda îmânın sûreti bulunur. Nitekim Hak teâlâ Kur’ân-ı kerîm’inde meâlen “Ey îmân edenler, îmân ediniz!” buyuruyor.
Yâni Allahü teâlâ meâlen kitâbında;
“Ey îmânın sûretini edinen Müslümanlar! Farzları yaparak ve haramlardan kaçınarak îmânın aslına, yâni hakîkatine kavuşunuz” buyuruyor.
● ● ●
Bu zât, bir gün bâzı sevdiklerine;
“Kırk gün içinde bir ilim meclisinde bulunmıyan kişinin, kalbi kararır ve o kimse günâh işlemeye başlar” buyurdu.
Dinleyenler;
“Hikmeti ne efendim?” dediler.
Büyük velî;
“Çünkü ilim, kalbe hayat verir. Kalbin gıdâsı ilimdir, sohbettir, ibâdettir ve İslâmiyeti öğrenmektir. Eğer gıdâsı verilmezse, o ‘kalp’ kararır, paslanır, böylece, ‘günâh işlemek’ kolay olur” buyurdu.