“Allahü teâlâ, gazabını, düşmânlığını günâhlar içinde gizlemiştir. Küçük sanılan bir günâh, intikâmına, gadabına sebeb olabilir!”
Hindistân âlimlerinden Mevlânâ Muhammed Rebhâmî (rahmetullahi aleyh), “Riyâdun-Nâsıhîn” isimli, 444 muteber eserden derlediği kıymetli eserinde, “Harâmları, büyük günâh ve küçük günâh diye ikiye ayırmışlar ise de, küçük günâhlardan da, büyük günâh gibi kaçınmak, hiçbir günâhı küçümsememek gerekir. Çünkü Allahü teâlâ intikâm alıcıdır. İstediğini yapmakta hiç kimseden çekinmez. Gazabını, düşmânlığını günâhlar içinde gizlemiştir. Küçük sanılan bir günâh, intikâmına, gadabına sebeb olabilir” buyurmuştur.
Dünkü makâlemizde, büyük günâhlara dâir 23 madde yazmıştık; bugün de bazılarına temâs edelim:
24- Zinâ veya livâta yapmak, 25- Açık-saçık giyinmek, 26- Kâtillik, 27- Hırsızlık, 28- Uyuşturucu madde kullanmak, 29- Gasp (soygunculuk), 30- Ramazân orucunu, açıktan yemek, 31- Zarûretsiz fâiz vermek, 32- Haksız yere yetîm mâlı yemek, 33- Ölçü ve tartıda hîle yapmak, 34- Namazı vaktinden önce veya sonra kılmak, 35- Kalb kırmak, 36- Rüşvet almak, 37- Mâlının zekâtını ve uşrunu vermemek, 38- Canlı hayvânı ateşte yakmak, 39- Kur’ân-ı kerîmi öğrendikten sonra, okumasını unutmak, 40- Allah’ın rahmetinden ümîdini kesmek, 41- Hâinlik etmek, 42- Eshâb-ı kirâmdan herhangi birini sevmemek, 43- Nâmûslu kadına, kötü kadın demek, 44- Müslümânlar arasında söz taşımak, 45- Avret yerini açmak veya başkasının avret yerine bakmak, 46- Emânete hıyânet etmek, 47- Cimrilik, 48- Dünyâya düşkünlük, 49- Allahü teâlânın azâbından korkmamak, 50- Harâmı harâm, helâli helâl bilmemek, 51- Falcıların falına inanmak, 52- Kadına, kıza yani harâma bakmak, 53- Kadınların erkek, erkeklerin kadın elbisesi giymeleri, 54- Ettiği iyiliği başa kakmak, 55- Allah’tan gayrıya yemîn etmek. Meselâ çocuğumun ölüsünü öpeyim demek gibi, 56- Küçük günâhı işlemeye devâm etmek, 57- Bir namaz vaktini kaçıracak zaman kadar cünüp durmak, 58- Çalgı çalmak ve dinlemek, 59- İntihâr etmek, 60- Dînini öğrenmemek…
Allâme, fakîh, imâm, Ahmed bin Muhammed bin Muhammed bin Alî İbn-i Hacer el-Heytemî el-Mekkî el-Ezherî eş-Şâfiî (Hicrî 909-974) (rahmetullahi aleyh), “ez-Zevâcir an İktirâfil-Kebâir” isimli kıymetli kitâbında, 467 (dörtyüz altmış yedi) adet büyük günâh yazmıştır. Âyet-i kerîmeleri ve hadîs-i şerîfleri de zikretmiştir.
İbn-i Hacer-i Mekkî (rahmetullahi teâlâ aleyh): Şihâbüddîn Ahmed bin Muhammed Hiytemî (Heytemî), Mekke-i mükerremenin büyük âlimi ve Şâfi’î fükahâsından idi. 899 [m. 1494]’da tevellüd, 974 [m. 1566]’de Mekke’de vefât etti. Fetvâları ve “es-Savâ’ık”, “Minhâc” şerhi olan “Tuhfe”si, “Zevâcir”i ve “Kalâidül-ıkyân” kitâpları çok kıymetlidir. Başka kıymetli birçok eseri daha vardır.
Ehl-i sünnet i’tikâdına göre, mümin, büyük dahî olsa, günâh işlemekle kâfir olmaz, îmânı gitmez.
Hindistân’da bir âlimler heyetinin hâzırladığı “Fetâvâ-yı Hindiyye”de, konu ile alâkalı olarak buyuruluyor ki:
“Günah işleyene tatlı sözle emr-i ma’rûf, yani nasîhat edilir. Dinlemezse, fitne çıkacak ise edilmez, susulur. Sözü dinlenecek ise, sert söylenir. Sövmek, kötü söylemekle emr-i ma’rûf yapmamalıdır. Karşılık verecek kimseye, emr-i ma’rûf ve nehy-i münker yapılmaz. Karşılığa sabredebilirse yapması efdal olur…”