Zulüm payidar olmaz. Zulümle âbâd olanın, akıbeti berbâd olur. Alma mazlumun ahını çıkar aheste aheste.
İnsanlık tarihi boyunca görülmemiş zulümleri yapan nice zalimler ve devletler, sonunda bu zulümlerinin cezasını çekmişlerdir. Bunun sayısız misallerinden ibretlik birkaç tanesi şöyledir: Musa aleyhisselam zamanındaki meşhur zalimlerden olan Firavun, uzun bir ömür yaşamış ve ilahlık iddiasında bulunmuştu. Kendisine secde etmeyenlere ve Musa aleyhisselama inananlara çok işkence ve zulüm yapmıştı. Mısır’dan çıkıp giden Musa aleyhisselam ve müminleri yakalamak için takip ederken ordusuyla birlikte denizde boğuldu. Üç bin seneden fazla bir zaman önce ölen Firavun’un cesedi, ibret olması için Allahü teâlânın kudreti ile mumyasız olarak çürümekten korunmuş, vücudu hiç bozulmamış vaziyette bulundu…
İbrahim aleyhisselamı ateşe atan Nemrut, burnundan beynine giren bir sivrisinek sebebiyle helak olup gitti…
Dünyanın çeşitli bölgelerindeki sömürgelerinde yaptıkları zulumleri ile asırlarca insanlara kan ağlatan İngilizler, Osmanlı’yı ve Hindistan’daki Babürlü Devleti gibi iki büyük İslam devletini yıktılar. İngilizlerin zulümlerini devam ettirmek hususunda bütün İslâm âleminde takip etdikleri siyâsetin temeli ve aslı şu üç kelimedir: “Parçala, hâkim ol ve dinlerini imhâ et!” İngilizler, bu siyâsetin îcâb ettirdiği hiçbir şeyi yapmaktan çekinmemişlerdir.
İngilizler, Hindistan’da Vehhabilik, Kadıyanilik gibi bozuk İslam fırkaları meydana getirdiler. Sonra İngiliz ordusu ile Hindistan’ı işgal edip koca İslam devletini yok ettiler. İslam âlimlerini zindanlarda ölüme terk ettiler. Sultanı hapsedip iki oğlunu parçaladılar. Asırlardan beri muhafaza edilen kıymetli eşyaları, nadide, güzide hazineleri yağma ederek gemilerle Londra’ya taşıdılar. Bu servetleri İslamiyet’i yok etmek için kullandılar. Bu zulmü ve siyaseti aynen başka Müslüman ülkelerde de uyguladılar…
ABD eski Dışişleri Bakanı Williams Jennings Bryan, “Hindistan’da İngiliz Hâkimiyeti” kitabının sonunda diyor ki: “İngilizler, milyonlarca Hintliyi mezara göndermişlerdir. Hindistan’ı tâ iliklerine kadar soymuşlardır.”
Bir İslam şairi şöyle der: “Zalimin zulmü varsa mazlumun Allah’ı var…“
Nihayet ilahi adalet tecelli ederek, İngilizler ikinci Cihan Harbi’nde cezalarını buldular. Almanların İngiltere’yi işgalinden korkan İngiliz zenginleri, kilise mensupları ve devlet adamlarının çoluk çocukları, binlerce İngiliz, dünyanın dört bir tarafından sömürdükleri sandıklar dolusu altın ve diğer servetleri yanlarına alıp, gemilerle Amerikaya kaçarlarken, Almanların, (Graf von spee) ve benzeri iki harp gemisinden bıraktıkları mıknatıslı mayınlar, bu gemileri batırdı. Hepsi Atlas Okyanusu’nda boğuldular…
Yine harpten sonra New York’taki “Birleşmiş Milletler İnsan Hakları Merkezi”nin aldığı kararla, asırlarca sömürdükleri geçim kaynaklarının çoğunu kaybettiler. Günümüzde Britanya adasına sıkışıp kaldılar.
Hülasa, bütün zalimler mutlaka zulümlerinin cezasını çekmişler ve çekeceklerdir…