Damda deve aranır mı?

Behlül Dânâ hazretleri meczub bir Hak âşığıdır. Bağdat’ta yaşadı, kabr-i şerîfi de Bağdat’tadır. Hârun Reşid zamânında yaşamış olan bir Allah dostudur.

 

Bir komşusu vardı.

 

Bu zâtı çok severdi.

 

İslâma pek uymazdı.

 

Ama her gece; “Yâ Rabbî! Bana cennetini nasîb eyle” diye duâ eder, öyle yatardı.

 

Bir gece yine böyle duâ edip uyudu.

 

Az sonra damda tıkırtılar duydu.

 

Uyanıp çıktı dama.

 

Rastladı bir adama.

 

Seslendi ki:

 

“Heey! Ne arıyorsun orada?”

 

Cevap geldi:

 

“Devem kayboldu da, burada devemi arıyorum.”

 

Adamcağız;

 

“Allah Allah! Yâhu damda deve aranır mı, ne garip şey” dedi.

 

Şaşırmıştı bu işe.

 

Mânâ verememişti.

 

Damdaki kişi Behlül Dânâ hazretleriydi.

 

Oradan seslendi ki: “Haklısın, damda deve aramak garip şey. Ama senin yaptığın daha da gariptir.” Adam, sesi tanıdı.

 

Ve sordu ki:

 

“Neymiş o ey Behlül?”

 

“Yatakta cenneti aramak.”

 

Adam merak etti.

 

Ve ona sordu ki:

 

“Ne demek istiyorsun?”

 

“Yâhu sen, yattığın yerde cenneti istiyorsun. Hiç ibâdet yapmadan cennete gidilir mi?”

 

Adam anladı hatâsını…

 

“Haklısın Behlül” dedi.




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan