“Sen güzel huylu olarak yaratıldın” 

Resûlullah Efendimiz​ buyurdu ki: “Ben, lanet etmek için, insanların azap çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için gönderildim.”

 

 

 

Allahü teâlâ, sevgili Peygamberine (sallallahü aleyhi ve sellem) verdiği iyilikleri, ihsânları sayarak, kendine güzel huylar verdiğini, “Sen güzel huylu olarak yaratıldın” meâlindeki âyet-i kerîme ile bildirmektedir.

 

Muhammed aleyhisselâmın bin mucizesi görüldü. Bu kadar mucizenin en kıymetlisi, edepli olması ve güzel huyları idi.

 

Pazardan öteberi alıp torba içinde eve getirirdi. Fakîrle, zenginle, büyükle, küçükle karşılaşınca, önce selâm verirdi. Bunlarla müsâfeha etmek için, mübârek elini önce uzatırdı. Köleyi, efendiyi, beyi, siyâhı ve beyâzı bir tutardı. Çok mütevazı idi.

 

Mesela, her kim olursa olsun, çağırılan yere giderdi. Önüne konulan şeyi, az olsa da, hafîf, aşağı görmezdi. Akşamdan sabaha ve sabahtan akşama yemek bırakmazdı. İyilik etmesini sever idi. Herkesle iyi geçinirdi. Güler yüzlü, tatlı sözlü idi. Söylerken gülmezdi. Üzüntülü görünürdü, fakat, çatık kaşlı değildi. Aşağı gönüllü idi, fakat, alçak tabîatlı değildi. Heybetli idi. Yâni saygı ve korku hâsıl ederdi, fakat, kaba değildi. Nâzik idi. Mübârek başı hep önüne eğik idi. Kimseden bir şey beklemezdi. Resûlullah Efendimiz çok merhametli idi. Eshâb-ı kirâmın büyüklerinden, Ebû Hüreyre hazretleri anlatır:

 

Bir gazâda, kâfirlerin yok olması için duâ buyurmasını söyleyince “Ben, lanet etmek için, insanların azap çekmesi için gönderilmedim. Ben, herkese iyilik etmek için, insanların huzura kavuşması için gönderildim” buyurdu. Enbiyâ sûresinin yüzyedinci âyetinde, (Seni, âlemlere rahmet, iyilik için gönderdik)  buyurulmuştur.

 

Resûlullah Efendimiz çok cömert idi. Fakat, isrâf etmez, faydasız yere bir şey vermezdi. Herkese acırdı…

 

Bir gün hazret-i Ali (radıyallahü anh) Resûlullahın yanına gelip;

 

– Yâ Resûlallah! Bugün, çoluk çocuğuma nafaka yapmak için sekiz dirhem gümüş ödünç almıştım. Bunun yarısını size vereyim. Kendinize entari alınız, dedi.

 

Peygamber Efendimiz çarşıya çıkıp, iki dirhem ile bir entari satın aldı. Geri kalan iki dirhem ile yiyecek almaya giderken gördü ki, bir âmâ oturmuş,

 

– Allah rızâsı için ve Cennet elbiselerine kavuşmak için, bana kim bir gömlek verir, diyordu.

 

Almış olduğu entariyi bu âmâya verdi. Âmâ, entariyi eline alınca, misk gibi güzel koku duydu. Bunun, Resûl aleyhisselâmın mübârek elinden geldiğini anladı. Çünkü, Resûl aleyhisselâmın bir kere giydiği her şey, eskiyip dağılsa bile, parçaları da misk gibi güzel kokardı. Âmâ duâ ederek;

 

– Yâ Rabbî! Bu gömlek hürmetine, benim gözlerimi aç, dedi. İki gözü hemen açıldı…

 

Mevlid Kandiliniz mübarek olsun efendim…




Kategori içindeki yazılar: Ahmet Demirbaş