Hazreti Ebû Hüreyre “radıyallahü anh” buyurdu ki: “Kur’ân-ı kerîm okunan eve, bereket, iyilik gelir. Melekler oraya toplanır. Şeytanlar oradan kaçar…”
İtikâdı düzgün bir kimse; Kur’ân-ı kerîmi okuyup, Ehl-i sünnet âlimlerinin, ilmihâl kitaplarında bildirdiği üzere amel ettiği, ibâdet yaptığı takdirde büyük sevaplara kavuşur. Hazret-i Osman, Peygamber Efendimizin vahiy kâtiplerinden idi. Güzel yazar, güzel konuşurdu. Hitâbeti kuvvetli idi. Dâima Kur’ân-ı kerîm okurdu. Ezberi çok ileri derecede idi. Namazda, bir rek’atte bütün Kur’ân-ı kerîmi okuyan dört kişiden biri de hazret-i Osman’dır. Çok okuduğu için elinde iki Mushaf-ı şerif eskimiştir.
Kur’ân-ı kerîm okumak ve okutmak çok sevaptır. Sevgili Peygamberimiz buyurdu ki:
“Ümmetimin en hayırlısı, Kur’ân-ı kerîmi öğrenen ve öğretendir. “
Ebû Hüreyre hazretleri buyurdu ki:
“Kur’ân-ı kerîm okunan eve, bereket, iyilik gelir. Melekler oraya toplanır. Şeytanlar oradan kaçar.”
Tecvîd ilmine uygun olarak ve hürmet ile okunan Kur’ân-ı kerîmi dinlemek farz-ı kifâyedir. Okuyanlara verilen sevapların aynısı, dinleyenlere de verilir. Kur’ân-ı kerîm okunurken özrü, işi olmayanların sessizce dinlemesi lâzımdır. İş görenlerin arasında ve câmide namaz kılanların yanında yüksek sesle Kur’ân-ı kerîm okumaya başlamak günah olur…
Mushafı abdestli olarak ele almalı ve okumalı, sağ el ile tutmalı, belden aşağı koymamalı, bitirince açık bırakmamalı, başka bir şey yaparken kapayıp, yüksek bir yere koymalı, okurken konuşmamalı, konuşulursa tekrar E’ûzü okuyarak başlamalıdır… Radyoyu, televizyonu, teybi açarak, okunan Kur’ân-ı kerîmi, dinlemeyenlere, iş görenlere duyurmak saygısızlık ve günah olur. Radyodaki, televizyondaki ses benzeri de olsa, yine hürmet etmeli dinlemiyorsa kapatmalıdır.
Cenâb-ı Hakkın ismi zikredilirken yalnızca Allah dememeli, yanında tazîm, hürmet ifâde eden, “teâlâ”, “azze ve celle” gibi kelimeleri söylemelidir. Aynı şekilde, yalnızca Kur’ân dememeli, “kerîm” gibi tazîm, saygı, hürmet bildiren kelimelerle beraber söylemelidir…
Büyük İslam âlimi Hüseyin Hilmi Işık (kuddîse sirrûh) bir sohbetinde buyurdu ki:
Kur’ân-ı kerîm okumak, ibâdetlerin en kıymetlisidir. Allahü teâlâ ile konuşmak oluyor. Namaz niçin çok efdaldir? Çünkü namazda Kur’ân-ı kerîm var. Mevlid okumak niçin çok sevaptır? Çünkü mevlidde Kur’ân-ı kerîm okunuyor… Biz her şeyi Efendi’den (Abdülhakîm Arvâsî hazretleri) öğrendik. Onu görmeseydik, hiçbir şeyden haberimiz olmayacaktı. O mübarek bir gün de şu hadîs-i şerîfi okudu bana: “Kur’ân-ı kerîmi Allah rızâsı için ezberleyenler ve Allah rızâsı için okuyanlar, Allahü teâlânın evliyâsıdır, yâni dostlarıdır. Onlara düşmanlık eden kimse, Allahü teâlâya düşmanlık etmiş olur.”