Hazret-i Ömer buyurdu ki: “Emri altında olanlara acımayan, Allahü teâlânın merhametinden uzak kalır…”
Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) yiyecek satın almaya giderken, bir hizmetçi kızın ağladığını gördü. (Kızım, niçin böyle ağlıyorsun?) buyurdu. “Bir Yahudi’nin hizmetçisiyim. Bana bir dirhem verdi. Yarım dirhem ile bir şişe ve yarım dirhem ile de yağ satın al dedi. Bunları alıp gidiyordum. Elimden düştü. Hem şişe, hem de yağ gitti. Şimdi ne yapacağımı şaşırdım” dedi. Resûl “aleyhisselâm” kıza bir dirhem verdi. (Bununla şişe ve yağ al. Evine götür) buyurdu. Kızcağız, “Eve geç kaldığım için, Yahudi’nin beni döveceğinden korkuyorum” dedi. Resûl “aleyhisselâm”, (Korkma! Seninle birlikte gelir, sana bir şey yapmamasını söylerim) buyurdu…
Eve gelip, kapıyı çaldılar. Yahudi kapıyı açıp, Resûlullahı “sallallahü aleyhi ve sellem” görünce şaşırıp kaldı. Yahudi’ye, olanı biteni anlatıp, kıza bir şey yapmaması için şefaat buyurdu. Yahudi, Resûlullahın ayaklarına kapanıp;
“Binlerce insanın baş tâcı olan, binlerce arslanın, emrini yapmak için beklediği ey büyük Peygamber! Bir hizmetçi kız için, benim gibi bir miskinin kapısını şereflendirdin. Yâ Resûlallah! Bu kızı senin şerefine âzâd edip serbest bıraktım. Bana îmânı, İslam’ı anlat. Huzurunda Müslüman olayım” dedi. Resûl “aleyhisselâm”, ona kelime-i şehadeti söyletti ve o kişi Müslüman oldu. Bu hâli gören aile fertlerinin hepsi de Müslüman oldu…
***
Hazreti Ömer (radıyallahü teâlâ anh) zamanında bir ticaret kervanı gelip Medine’nin yakınında konaklamıştı. Çok yorgun oldukları için hepsi derin bir uykuya dalmıştı. Hazreti Ömer bu kervandan haberdar olup, Eshâb-ı kiramdan Abdurrahmân bin Avf hazretlerini de yanına alıp, sabaha kadar kervanın etrafında dolaşarak onlara herhangi bir zarar gelmemesi için bekledi. Kervanda bulunanlar ancak sabaha karşı bundan haberdar oldular. Kendilerini bekleyen bu kişinin kim olduğunu merak ettiler. Sabaha karşı uzaklaşıp gittiklerini görünce içlerinden biri onları takip etti. Hazreti Ömer’in mescide girip namaz kıldırmasından sonra merakla, bu zat kimdir diye sordu. Onun Müslümanların halifesi olduğunu öğrenip kervanda bulunanlara giderek hâdiseyi anlattı…
Kervandakiler hayret edip, halifenin, Müslüman olmayanlara yardımı böyle olursa, kim bilir Müslümanlara şefkati ve yardımı ne kadar çoktur. O’nun dîni gerçekten hak dindir, dediler. Daha sonra da Hazreti Ömer’in huzuruna gidip hepsi de Müslüman oldu…
***
Bir zat, görev emrini almak üzere Halife Hazret-i Ömer’in huzuruna gelir. Hazret-i Ömer’in, çocuğunu öptüğünü, sevdiğini görünce, “Ben çocuklarımı öpmem” der. Hazret-i Ömer, “Senin küçük çocuklara şefkatin yok, millete nasıl acırsın?” buyurarak görev emrini imzalamaz. “Emri altında olanlara acımayan, Allahü teâlânın merhametinden uzak kalır” buyurur.