Rügâne isminde meşhur bir pehlivan vardı. Kimse sırtını yere getiremiyordu. Peygamber efendimiz onu Müslüman olmaya davet etti…
Bir zamanlar Araplar vahşet içerisinde yaşıyorlardı. O vahşet içerisinde yaşayan insanlara Hazret-i Peygamberimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) geldi, onlara güzel ahlakın ne olduğunu anlattı, aynı insanlar, dünyanın en mümtaz insanları oldu… Peygamber efendimiz, “Ben güzel huyları anlatmak, güzel ahlakı tamamlamak için gönderildim” buyuruyor… Güzel ahlaklı olmak, kızmamak, kalp kırmamak, insanları mutlu etmek, memnun etmek, sevindirmektir…
***
Peygamber efendimizin İslâmiyeti yaymaya başladığı zamanlarda, Mekke’de Rügâne isminde meşhur bir pehlivan vardı. Çok kuvvetli idi. Kimse sırtını yere getiremiyordu.
Rügâne çobanlık yapardı. Bir gün, şehir dışında, Peygamber efendimizle aralarında şu konuşma geçti:
-Yâ Rügâne! Niçin Müslüman olmuyorsun?
-Senin peygamber olduğuna bir şahidin, bir delilin var mı?
-Seninle güreşelim, sırtın yere gelirse, iman eder misin?
-Evet iman ederim…
Sonra güreşe başladılar. Daha güreşin başında iken, Rügâne’nin sırtı yere geldi. Rügâne, sırtının nasıl yere geldiğini anlayamadı. Ayağa kalkıp;
-Bir yanlışlık oldu, tekrar güreşelim, dedi.
Peygamber efendimiz kabul buyurdu, tekrar güreşe başladılar. Rügâne’nin sırtı yine yere gelince;
-Bir daha güreşelim, diye teklif etti.
Üçüncü defa sırtı yine yere geldi. Artık, itiraz edecek hâli kalmadı. Mahcup bir şekilde Peygamber efendimize;
-Benim iman etmeye niyetim yok idi. Sırtımın yere geleceği hatırımdan bile geçmemişti. Şimdi, kuvvetinin benden daha çok olduğunu kabul ettim. Ayrıca bu işe çok şaştım. Kimse benim sırtımı yere getiremezken, sen nasıl getirdin? Seni tebrik ediyorum. Sürümün yarısını sana hediye ediyorum, deyip oradan ayrıldı.
Peygamber efendimiz de, sürüyü alıp, Mekke’ye doğru yürümeye başladı… Daha sonra Rügâne, koşarak Resûlullah efendimizin yanına geldi ve;
-Mekkeliler, “Bu sürüyü nereden buldun?” derlerse ne cevap vereceksin? diye sordu.
Peygamber efendimiz şöyle cevap verdi:
-Rügâne hediye etti, derim.
-Ne için hediye etti derlerse?
-Onunla güreştik. Sırtını yere getirdim. Kuvvetimi beğendi de verdi, derim.
-Aman öyle söyleme! Şanım, şerefim yok olur. “Sözlerim hoşuna gitti de verdi” dersen iyi olur.
-Hiç yalan söylememek için Rabbime söz verdim.
-Öyle ise, sürüyü geri ver!
-Alırsan al! Rabbimin rızası için, bin sürü fedâ olsun…
Rügâne, Resûlullah efendimizin doğruluğuna, bu güzel ahlakına hayran kaldı ve hemen Kelime-i şehâdeti söyleyerek Müslüman oldu…