İslam medeniyeti şefkat ve merhamet medeniyetidir

Şefkat ve merhamet, fertleri birbirine bağlayan, Allahü teâlânın rahmetine ve yardımına kavuşmaya vesile olan yüksek bir haslettir.

 

 

 

Merhamet etmek; acımak, şefkat göstermek demektir. Allahü teâlânın Esma-i hüsnâsındaki Rahman, RahimRauf gibi isimlerinin anlamı, merhamet eden, acıyan, şefkat gösteren demektir.

 

Peygamber efendimizin de sallallahü aleyhi ve sellem şefkati, acıması çoktu. Kur’ân-ı kerimde mealen “Biz seni âlemlere rahmet olarak gönderdik.” [Enbiya, 107] buyuruldu. Sevgili Peygamberimiz bütün hayatı boyunca eshabına (radıyallahü teâlâ anhüm) şefkat ve merhameti yaşayarak uygulayarak gösterdi. Allahü teâlâ Kur’an-ı kerimde, bu merhametin en güzel örneklerini gören ve yaşayan Eshab-ı kiramı, mealen, (Onlar birbirlerine merhametlidirler.) [ Feth, 29] diye övmektedir.

 

Sevgili Peygamberimiz insanların cinsiyetine, rengine, milletine ve mal varlığına bakmadan şefkat ve merhametle muamele etti. Hicret ettiği Yesrip beldesi onun rehberliğinde İslam medeniyetinin beşiği olan Medine-i münevvere oldu.

 

Peygamber efendimizin ve ashabının asrı olan Asr-ı saadet İslam medeniyetinin kaynağıdır. Asr-ı saadet, insanlık tarihinde eşsiz bir medeniyettir. Asr-ı saadet’ten sonra da İslam devletleri bilhassa bütün cihanı hayran bırakan ecdadımız Osmanlılar asırlar boyunca gittikleri her yerde insanlara şefkat ve merhametle davranmışlar, mazlumları korumuşlar, her varlığın hukukunu gözetmişler, Allahü tealanın kullarının ruhen ve bedenen rahat etmeleri için hayatın her alanında vakıflar kurmuşlardır. Böylece onlar sayesinde hem beldeler mamur olmuş hem de insanlar huzur ve refaha kavuşmuştur. İşte şefkat ve merhamet medeniyeti olan İslam medeniyetine insanlık daima hasret duymuş, hatta günümüz de bile insanlar bu duygularını “Osmanlı gitti, huzur bitti.” diye ifade etmişlerdir.

 

Eşi’at-ül Lemeat’tan alınan ve ecdadımızın şefkat ve merhamet konusunda kendilerine rehber edindikleri hadis-i şeriflerden bazıları şunlardır: 

 

İnsanlara merhamet edene Allahü teâlâ merhamet eder.

 

(Kalbinde merhameti olmayanın imanı yoktur.)[yani kâmil mümin değildir.]

 

Allahü teâlânın razı olduğu ev, yetim bulundurulan ve ona iyilik yapılan evdir. 

 

Küçüklerimize acımayan, büyülerimize saygılı olmayan, bizden değildir. 

 

İhtiyarlara saygı gösteren ve yardım eden, ihtiyarlayınca Allahü teâlâ ona da yardımcılar nasip eder. 

 

Başka hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:

 

(Güçsüzlere, hastalara, yaşlılara ve küçüklere merhamet edin, acıyın.) [Şir’a]

 

(Din kardeşinin yüzüne şefkatle bakan affa uğrar.) [İ.Rafii]

 

(Şakî olan merhametsiz, acımasız olur.) [Tirmizi] [Şakî; bahtsız, kötü huylu, Cehennemlik demektir.]




Kategori içindeki yazılar: Salim Köklü