Allahü teala, başıboş yaratmadığı insanın, ne yapması gerektiğini, peygamberleri vasıtası ile, kitaplar göndererek bildirmiştir.
Dinsiz kimse ölünce, kendi inancına göre, yok olacak! İslamiyet’e göre ise, o Cehennemde sonsuz azap görecektir. İnanan da, sonsuz nimetler içinde yaşayacaktır. Aklı, bilgisi olan bir insan, bu ikisinden elbette, ikincisini seçer. Sonsuz azapta kalmak, bir ihtimal bile olsa, bunu hangi akıl kabul eder? Hâlbuki âhiret hayatı, bir ihtimal değil, apaçık bir gerçektir… Hazret-i Ali, bir ateiste diyor ki: “Biz âhirete inanıyoruz. Diyelim ki, senin dediğin gibi tekrar dirilmek olmasaydı, inanıp ibadet etmekle bizim hiç zararımız olmazdı. Ya bizim dediğimiz gerçek meydana çıkarsa, ki elbette çıkacak, o zaman sen sonsuz olarak azaba maruz kalacaksın!..
Öldükten sonra başına gelecekleri düşünmeyene, kendisini ebedî tehlikeye atana akıllı denebilir mi? Kur’ân-ı kerimin çok yerinde, (Düşünmüyor musunuz?) diye ikaz edilmektedir. Bir hadis-i şerifte, (Akıllı, Allah’a ve Peygamberine inanan ve ibadetlerini yapandır) buyuruluyor. (İ. Muhber)
Bir âyet-i kerimede mealen (Sizi boş yere yarattığımızı mı sandınız?) buyuruldu. (Müminun 115)
Allahü teala, başıboş yaratmadığı insanın, ne yapması gerektiğini, peygamberleri vasıtası ile, kitaplar göndererek bildirmiştir. Son peygamber olan Muhammed aleyhisselama gönderilen kitabı ise Kur’ân-ı kerimdir. Kur’ân-ı kerim çok veciz olduğu için, Peygamber efendimiz bunu hadis-i şerifleri ile açıklamıştır.
Hadis-i şerifler de, diğer insanların sözlerine göre veciz olduğundan, bizlerin kolayca anlayabilmesi için âlimler bunları açıklamıştır. Bu, doktor ve eczacının ilacı hastaya verirken, aç karnına tok karnına, sabah akşam birer tane, suyla iç, sütle içme gibi tarifine benzetilebilir. İnsan niçin yaratılmıştır? Bir âyet-i kerîmede mealen, (Cinleri ve insanları, ancak bana kulluk etsinler diye yarattım) buyuruluyor. (Zariyat 56)
Allahü teâlâ, (Bana doğru iman edip emrime uyan Cennete, uymayan ise Cehenneme gidecektir) buyurmuştur. İbadetlerin faydası Allahü teâlâya değil, herkesin kendinedir. Maaşla çalışan bir doktor, bir hastaya ilaç verse, ilacın doktora faydası yok diye o ilacı kullanmamak akla uygun değildir. Zehir içsem doktora ne zararı olur diyerek zehir içmesi de ahmaklıktır. İşte, günahlarımın Allah’a bir zararı yok diyerek, her çeşit günahı işlemek akıllı insanın yapacağı iş değildir. Herkesin yaptığı ibadetin faydası kendisinedir…
“Hiç kimsenin ibadetine Allah’ın ihtiyacı yoktur. İbadet etsek de etmesek de Allah’a bir faydası ve zararı yoktur” diye, yanlış düşünen kimse, perhiz yapmayan hastaya benzer. Bu hastasına doktor, perhiz tavsiye ediyor. Bu ise, “Perhiz yapmazsam doktora hiç zararı olmaz” diyerek, perhiz yapmıyor. Evet, doktora zararı olmaz, ama kendine zarar vermektedir. Doktor, kendine faydası olduğu için değil, onun hastalıktan kurtulması için, perhiz yapmasını tavsiye etmiştir. Doktorun tavsiyesine uyarsa, şifa bulur. Uymazsa ölür gider. Doktorun bundan hiç zararı olmaz. Bunun gibi, “Allah’ın benim ibadetime ihtiyacı yok” diyerek ibadetten kaçanlar da, Cehenneme gider…