Hazret-i Ebu Bekir iman edenlerin birincisidir…

“Bu ümmet içinde, Peygamberimizden sonra olma saadetinin sahibi Hazret-i Ebu Bekir’dir.”

 

 

 

Kâsım Tebrîzî hazretleri evliyânın meşhurlarındandır. Azerbaycan’da doğdu. Seyyid olup soyu Peygamber efendimize ulaşır. 1433 (H.837) senesinde orada Harcedcâm şehrinde vefât etti. Önce Şeyh Sadreddîn Erdebîlî’nin sonra da Şeyh Sadreddîn Ali Yumnî’nin sohbetlerinde bulundu. Bu zatlardan feyiz aldı. Sevenlerinden bir zât şöyle demiştir:

 

Seyyid Kâsım Tebrîzî Semerkant’ta bulunduğu sıralarda sohbetine gitmiştim. Mârifetler dolu sohbetlerinde hazret-i Ebû Bekr’den “radıyallahü anh” nakiller yapar, ondan bahsederdi. Her ne zaman ondan bahsetse gözlerinden kıymetli inci tâneleri gibi yaşlar dökülürdü. Bu sohbetlerinde birinde buyurdu ki:

 

-Hazret-i Ebu Bekir’in faziletleri, üstünlükleri çoktur. Bunların her biri, Kur’ân-ı kerimin, hadis-i şeriflerin ve Eshab-ı kiram ile diğer din âlimlerinin haber vermesiyle anlaşılmıştır. Bu ümmet içinde, Peygamberimizden sonra olma saadetinin sahibi Hazret-i Ebu Bekir’dir. Çünkü dini kuvvetlendirmek ve Peygamberlerin efendisine yardım etmek için, malını dağıtmakta, cihad etmekte, yani düşmanlarla şiddetli mücadele etmek ve şanını, şerefini kaybetmekte, öncelerin öncesi odur. Hazret-i Ebu Bekir’in diğer Müslümanların en üstünü olmasının sebebi, imana gelmekte, malının çoğunu ve canını feda etmekte ve her türlü hizmette, başkalarının önünde bulunmasıdır.

 

Resulullah “sallallahü aleyhi ve selem” insanları imana davet etti. Ebu Bekr-i Sıddık iman edenlerin birincisi oldu. Böylece imanda Onun ikincisi oldu. Sonra Hazret-i Ebu Bekir insanları Allah’a ve Resulüne imana çağırdı. Birçokları bu çağrıyı kabul etti. Böylece davette de ikincisi oldu. Her savaşta Resulullahın yanında idi. Bedir’de de Onun ikincisidir. Resulullah hastalanınca, Onun yerine insanlara imam olup, öne geçti. Bu hususta da ikinci oldu. Resulullahtan sonra Onun türbesine defnolunmada da ikincisi oldu… Bunlar hep Ona en yakın olma delilleridir…

 

Allahü teâlâ, Resulünün arkadaşı olarak, Hazret-i Ebu Bekir’i Kur’an-ı kerimde bilhassa bildiriyor ve, “O vakit Resulüm arkadaşına, mahzun olma diyordu” buyuruyor. Üçüncüleri Allahü teâlâ idi. Allahü teâlânın kendisiyle olduğu bir kimse ise, şüphesiz, şeref ve fazilet yönünden diğerlerinden üstündür. Resulullah efendimiz buyurdu ki:

 

(Bize her nimeti veren ve iyilik eden kimseye karşılığını verdik. Ebu Bekr’in iyilik ve ikramının karşılığını veremedik. Hak teâlâ kıyamette ona karşılığını verir. Ebu Bekr’in malının fayda verdiği gibi, bir kimsenin malı bana fayda vermedi. Eğer ben dost edinseydim, Ebu Bekr’i dost edinirdim. Lakin bilmiş olun, sizin sahibiniz, Allahü teâlânın dostudur.)

Kategori içindeki yazılar: Vehbi Tülek