Allah’a tövbe edin ki kurtuluşa eresiniz…

“Allahü teâlâ buyuruyor ki: Ey Âdemoğlu! Şirk koşmadan yer dolusu günahla bana kavuşursan, seni yer dolusu mağfiretle karşılarım.”

 

 

 

İnsan ne kadar büyük günah işlerse işlesin, pişman olur ve bir daha aynı günahı işlemezse, günahı affolur. İşlediği günahları kimseye söylemezse, ahirette o günahlar açıklanmaz. Hiç kimseye bir şey söylemeden, “Günahlarıma tövbe ettim. Bir daha işlememeye karar verdim. Ya Rabbi, beni affet” demek kâfidir.

 

Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:

 

“Allahü teâlâ buyurdu ki: ‘Ben kulumun, bana olan zannına göreyim. Beni andığı yerde onunla beraberim.’ Vallahi, Allahü teâlâ kulunun tövbesine sizden birinizin sahrada kaybolan hayvanını bulmasından daha çok sevinir.” 

 

“Allahü teâlâ buyuruyor ki: Ey Âdemoğlu! Şirk koşmadan yer dolusu günahla bana kavuşursan, seni yer dolusu mağfiretle karşılarım.”

 

Bir kâfir de küfrüne tövbe ederse, mümin olur, bütün yaptıkları affolur. Bir mümin de, her büyük günahtan daha büyük günah olan Allah’a şirk koşarak kâfir olsa, sonra pişman olup tövbe etse Allahü teâlâ yine affeder. Kur’an-ı kerimde mealen buyuruldu ki:

 

(Kim, kötülük eder, nefsine zulümde bulunur da, sonra mağfiret dilerse, Allah’ı çok affedici, çok merhametli bulur.) [Nisa 110]

 

(Ey müminler, Allah’a tövbe edin ki kurtuluşa eresiniz.) [Tahrim 8] 

 

Bir günah işleyince, hemen tövbe etmelidir. Resulullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki:

 

“Eskiden bir kimse 99 adam öldürür, sonra pişman olur. Bir rahibe gidip sorar:

 

-Benim tövbem kabul olur mu?

 

Rahip der ki:

 

-Hayır tövben kabul olmaz.

 

Adam rahibi de öldürür. Onunla yüz olur. Sonra büyük bir âlimi bulur. Ona da durumu anlatıp sorar:

 

-Tövbem kabul edilir mi? Âlim;

 

-Elbette her günahın tövbesi vardır. Yalnız, sen köyüne dönme, orada kötü insanlar var, diyerek onu, iyi insanların bulunduğu başka bir yere gönderir. Ancak, adam giderken yolda vefat eder. Ölüyü hem azap melekleri hem rahmet melekleri almak istemektedir. Bunun üzerine başka bir meleği hakem tayin ederler. Hakem olan melek, “Bu kimsenin, geldiği yer ile gideceği yer arasını ölçelim” der. Ölçerler; iyi insanların bulunduğu yere bir karış yakın olduğu görülür. Çünkü Allahü teâlâ, iyi insanların bulunduğu beldeyi onlara yakınlaştırmıştır… Neticede, ölüyü rahmet melekleri alıp götürür.”




Kategori içindeki yazılar: Ahmet Demirbaş