Bir Hintli diyor ki: “Müslümanlık ve Hıristiyanlık ismindeki kitabı okuyunca, hakiki dinin İslâmiyet olduğunu anladım ve Müslüman oldum…”
İslam dini, en son ve en mükemmel dindir. Bu da gayet tabiidir. Çünkü İslam dini, şimdiye kadar gelip geçmiş bütün dinlerin maruz kaldıkları tahriflerden [değiştirmelerden] mahfuz [korunmuş] bir dindir. Onun için İslam dini, en son, en doğru, en mükemmel ve Allahü teâlânın rızasına tam uygun olan dindir…
Bütün gençliği Avrupa’da Hristiyanlar arasında geçmiş kültürlü bir kimse olan Doktor Nûri Refet Korur şöyle der:
“Babam ve anamdan Müslüman olarak dünyaya geldim. Hayatım Avrupa’da geçti. Orada, elimde fırsat bulunduğu için, bütün dinleri araştırmak ve birbirleriyle karşılaştırmak için bol zaman buldum. Yaptığım bütün araştırmalar, karşılaştırmalar, Hristiyanlarla yaptığım tartışmalar, İslâm dininin dünyada bulunan bütün dinlerin üstünde, hiç tahrif edilmemiş hakiki din olduğunu o kadar açık bir surette meydana çıkardı ki, İslamiyet’e bütün kalbimle bağlandım.”
Ne yazık ki, bugün bile, Batı âleminde İslamiyet ve Müslümanlar hakkında çeşitli ithamlarda ve iftiralarda bulunan Hristiyanlar vardır. Hıristiyan çocuklarına, İslamiyet ve Müslümanlar aleyhine papazlar tarafından yanlış bilgiler verilmekte, zihinleri çelinmektedir. Bir yandan da, İslam dininde medeniyete uygun olmayan birçok hususlar bulunduğunu ileri sürmektedirler. Hâlbuki, bugünkü medeniyete en uygun olan din, İslam dinidir. Fen bilgileri, İslam dininin öğrenilmesini emrettiği bilgilerdendir. Hiç böyle bir dinde, medeniyete uygun olmayan bir şey olur mu?
İstanbul’da Hakikat Kitabevi’nin yayınladığı “Herkese Lazım Olan İman” kitabının (Müslümanlık ve Hıristiyanlık) kısmında, Batı âleminde Müslümanlara atılan iftiralar ve yanlış fikirler incelenmiş ve bunlara lüzumlu cevaplar verilmiştir. Bu kısım ayrıca, İngilizce, Fransızca ve Almancaya tercüme edilerek bütün dünyaya yayılmıştır. Kitaplar dünyaya dağıtılınca, tesirini hemen göstermiş, Hindistan’dan alınan bir mektupta, Hristiyan dininde bulunan bir Hintli, “Müslümanlık ve Hıristiyanlık ismindeki kitabı okuyunca, hakiki dinin İslâm dini olduğunu anladım ve Müslüman olmaya karar verdim” diye yazmıştır. Afrikalı gençlerden de böyle çok mektuplar gelmektedir. İslam dinini tetkik etmek imkânını bulan herkes, bu dinin câzibesine kapılmaktadır.
Müslüman olan bu kimseler yanında, kendileri Müslüman olmadıkları hâlde Allahü teâlâya inanan ve Müslümanlığa hayran olan birçok meşhur ilim, fen ve devlet adamları da vardır…
Müslüman doğan ve hayatı Müslümanlar arasında geçen bir kimse, İslam dininin niçin diğer dinlerden üstün olduğunun ve onun yüksek meziyetlerinin belki farkına varmamış olabilir. Fakat, başka bir din taşırken islâmiyyeti inceleyen bir kimse, aradaki farkı çok iyi görür, anlar ve takdir eder. Bunlardan Müslüman olan birçok meşhur ilim fen ve devlet adamlarının İslamiyetin üstünlüğü ile ilgili sözlerini, yine Müslüman olmadıkları hâlde İslam dinine hayranlıklarını ifade kimselerin beyanlarını okuyunca, dinimizin kıymetini daha iyi anlıyor ve Müslüman olduğumuz için, böyle bir nimeti bize ihsan ettiği için Allahü teâlâya hamdediyor, dinimizin emirlerine daha çok uyma gayreti içinde oluyoruz.