Hamuru getirin!..

Kayyûm-i zaman Muhammed Sıbgatullah hazretleri henüz gençken babası Muhammed Mâsum hazretleri hacca gidiyordu.

 

Yanlarında talebelerinden bir kısmıyla Muhammed Sıbgatullah da vardı.

 

Kâfilenin ekmek ve su ihtiyaçlarını temin vazîfesi ona verilmişti.

 

Bir müddet gittiler.

 

Sonra mola verdiler.

 

Hizmetçiler, Sıbgatullah’a;

 

“Hamur hazır, fakat etrâfta çalı çırpı olmadığı için ateş yakıp ekmek pişiremiyoruz. Arkadaşlar da acıktı, şimdi ne yapacağız” dediler.

 

O, hizmetçilere;

 

“Hamuru getirin!” buyurdu.

 

Koşup getirdiler.

 

Hamuru eline aldı.

 

“Kimse gelmesin, ben bunları şu tümseğin arkasında pişirip getireyim” dedi ve oraya gitti.

 

Orada başını açtı.

 

Bir parça hamur aldı.

 

Başına koyunca çabucak pişiverdi.

 

Bir daha koydu.

 

Onu da pişirdi.

 

Bir daha, bir daha, böylece bütün hamuru pişirip ekmek yaptı. Bitmesine az kalmıştı.

 

Talebeden biri;

 

“Gidip bakayım, ekmeği ne ile pişiriyor?” deyip yanına geldi.

 

Bu vaziyeti gördü.

 

O ise başını örttü.

 

Ve hiçbir şey belli etmeden “sıcak ekmekleri” ve artan “hamuru” alıp babasının yanına geldi ve “Odun kâfi gelmedi, hepsini pişiremedim efendim” dedi.

 

Babası gülümsedi.

 

Ve ona tebessümle;

 

“Şu arkadaş gelmeseydi odun yetişecekti değil mi?” buyurdu…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan