Harun aleyhisselam

Musa aleyhisselam, Hazreti Harun’la birlikte; “tanrı” olduğunu iddiâ eden Firavun’u ve adamlarını hak dîne inanmaya dâvet etti…

Hazreti Harun, İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerdendir. Hazret-i Musa’nın ana-baba bir büyük kardeşidir…
Harun aleyhisselam, İsrailoğulları üzerine Firavun’un ve Kıbtîlerin zulüm ve baskılarının arttığı sırada doğdu. Çocukluğu ve gençliği Mısır’da geçti. Musa aleyhisselama peygamberlik emri bildirildikten sonra, Harun aleyhisselama da peygamberlik emri bildirildi. Musa aleyhisselamla birlikte Firavun’a gitmeleri, onu ve avânesini Allahü teâlâya îmâna dâvet etmeleri emredildi. Harun aleyhisselam, Musa aleyhisselamla birlikte Firavun’u ve adamlarını hak dîne inanmaya dâvet ettiler.
Kendisinin tanrı olduğunu iddiâ eden ve insanların kendisine secde etmelerini isteyen Firavun, Musa ve Harun aleyhimesselâmın dâvetini ve îzâhlarını kabul etmedi. İlk önce alay edip hakâret dolu sözler sarf etti. Musa aleyhisselama inananlara ve İsrailoğullarına korkunç zulümler yaptırdı. İsrailoğulları durumlarını Musa ve Harun aleyhimesselâma bildirip, dua istediler. Allahü teâlâ, Firavun ve kavmine îkâz olarak musîbetler gönderdi. Musa ve Harun aleyhimesselâm, Allahü teâlânın emriyle İsrailoğullarını Mısır’dan çıkarıp, Kızıldeniz’den yürüyerek Sina Yarımadasına geçtiler…
     ***
Musa aleyhisselam, kavmiyle berâber Tih Sahrasındayken Allahü teâlâdan gelen vahiyle Tevrat-ı şerîf’i almak üzere Tûr Dağına gittiği sırada Harun aleyhisselamı yerine vekil bıraktı. Musa aleyhisselam Tûr Dağı’ndayken, İsrailoğulları Harun aleyhisselamı dinlemeyip Sâmirî adında bir münâfığın hîlelerine kapılarak, yaptıkları altın buzağı heykeline taptılar. Harun aleyhisselam kavminin bu câhilce ve azgınca hareketi karşısında onlara nasîhatlerde bulundu. Onun nasîhat ve uyarılarını bir kısmı kabul ettiyse de bir kısmı kabul etmedi. Harun aleyhisselamı tehdid ettiler. O da Musa aleyhisselamın Tûr’dan dönmesini bekledi.
Musa aleyhisselam, Tûr Dağından dönüşünde kavminin altın buzağı heykeline taptığını görünce çok üzüldü. Bu hâlin sebebini Harun aleyhisselama sordu. Harun aleyhisselam da yaşananları anlattı. Musa aleyhisselam Sâmirî’ye beddua etti ve İsrailoğullarının tövbe etmelerini bildirdi. İsrailoğulları, Musa aleyhisselamın dediklerini kabul ettiler ve tövbe ettiler…
Allahü teâlâ, Musa aleyhisselama kavmini toplayıp, Arz-ı Mev’ûd denilen bölgeye (Filistin ve Şam bölgesi) götürmesini ve puta tapan Amâlika kavmiyle harb etmesini emretti. İsrailoğulları, o beldelerde zâlim ve kuvvetli hükümdârların bulunduğunu ileri sürerek harbe gitmediler. Allahü teâlâ bu isyânları sebebiyle İsrailoğullarına kırk yıl müddetle Arz-ı Mev’ûd’a girmeyi haram kıldı. Bu sırada Harun aleyhisselam da Musa aleyhisselamla birlikte İsrailoğullarının sıkıntılarına sabretti.
Harun aleyhisselam, İsrailoğullarının nankörlükleri üzerine, cenâb-ı Hakk’ın kendilerini Tih Çölünde kalmaya mahkûm ettiği kırk senenin sonlarına doğru, hazret-i Musa’dan üç sene evvel Tûr-i Sinâ’da vefat etti… Kabrinin nerede olduğu husûsunda çeşitli rivâyetler vardır…
 
 
 




Kategori içindeki yazılar: Ahmet Demirbaş