Musa aleyhisselam

Hazreti Musa, kendilerine “ulü’l-azm” denilen altı peygamberin üçüncüsüdür. Allahü teâlâ ile konuştuğu için “Kelîmullah” denilmiştir.

Hazreti Musa, İsrailoğullarına gönderilen peygamberlerdendir… Kendilerine “ulü’l-azm” denilen altı peygamberin üçüncüsüdür. Allahü teâlâ ile konuştuğu için, “Kelîmullah” denilmiştir. Harun aleyhisselamın kardeşidir…
Hazret-i Yusuf’tan sonra, Mısır’da, İsrailoğulları iyice artıp çoğaldı. Bunlar hazret-i Yakub ve hazret-i Yusuf’un bildirdikleri dîne inanıyorlar ve emirlerini yerine getiriyorlardı. Mısır’ın eski yerlisi Kıbtî kavmiyse yıldızlara ve putlara taparlardı… Mısır’ın idâresini elinde bulunduran ve firavun denilen krallar, Allahü teâlâyı inkâr edip, ilâhlık dâvâsında bulunuyorlardı. Bu zamanda falcılık, sihirbâzlık meslek hâline getirilmiş ve ülkenin her tarafında kâhinler, sihirbâzlar türemişti. Bu sırada Mısır halkının başında bulunan Firavun, gördüğü bir rüyadan sonra saltanatının bitmesinden korktu ve İsrailoğullarından doğacak erkek çocukların öldürülmeleri için kânun çıkardı… Bu sırada doğan Musa aleyhisselamın annesi onun da öldürülmesinden korkmuş ve çok endişelenmişti. Onu bir sandığın içine koyup Nil Nehrine bıraktı. Nehir üzerinde akıp giderken akıntı onu Firavun’un sarayına doğru sürükledi. Firavun’un hanımı Âsiye, sandığı görerek yakalayıp saraya götürdü… 
      ***
Musa aleyhisselam Firavun’un sarayında büyüdükten sonra sarayı terk edip akrabâsının ve büyük kardeşi Harun’un yanına, daha sonra da Mısır’dan ayrılarak Medyen’e gitti. Orada Şuayb aleyhisselamın kızıyla evlendi. Daha sonra Mısır’a gitmek üzere Medyen’den ayrıldı… Kendisine ve kardeşi Harun aleyhisselama peygamberlik verildi. Tur Dağına geldiği sırada mekânsız olarak Allahü teâlâ ile konuştu… Firavun’a gidip onu dîne dâvet ettiler. Firavun ilâhlık dâvâsında bulunarak kabûl etmedi. Bunun üzerine Musa aleyhisselam elindeki asâsını yere bıraktı. Kocaman bir ejderhâ olup, hareket etmeye başladı. Elini koynuna sokup çıkardı, eli bembeyaz göründü. Bu mucizeler karşısında şaşırıp kalan Firavun, durumu vezirlerine anlatınca, “o sihirbâzdır” dediler…
Firavun, bu hadiseden sonra Musa aleyhisselama ve İsrailoğullarına Mısır’ı terk etmelerini söyledi. Musa aleyhisselam bütün İsrailoğullarını toplayıp Mısır’dan çıktı. Ancak, Firavun verdiği karardan dolayı pişmân olmuştu. Derhâl askerini toplayıp, peşlerine düştü ve onlara Kızıldeniz kenarında yetişti… Hazret-i Musa asâsını denize vurdu. Önlerine çok geniş ve kupkuru on iki tâne yol açıldı. İsrailoğulları bu yollardan yürüyüp karşıya geçtiler. Firavun, askerleriyle birlikte peşlerine düşüp denizde açılan yola dalınca, açılan yol kapanıp sular kavuştu. Firavun, askerleriyle birlikte boğuldu…
      ***
Allahü teâlâ Musa aleyhisselama bir kitap indireceğini vâdetmişti. Hazret-i Musa, kendisine Tevrat’ın indirildiğini bildirdi. İsrailoğulları da Tevrat’ta bildirilen hükümlerle amel etmeye başladılar. Putlara tapmaktan vazgeçtiler. Ancak, bir müddet sonra yine taşkınlık gösterdiler… 
Musa aleyhisselam, inananları alıp, Lut Gölü’nün güney tarafına yerleşti. Bu sırada yüz yirmi yaşında bulunan Musa aleyhisselam vefat etti. Kabrinin Kudüs civârında veya Nebû Dağında olduğu rivâyet edilmektedir…




Kategori içindeki yazılar: Ahmet Demirbaş