Fakihlerin en yüksek derecesi, ahkâm-ı islâmiyyede müctehid olanlardır.
Ahmed Zühdü Paşa Osmanlı âlim ve devlet adamlarındandır. 3 Şubat 1834’te İstanbul’da doğdu. Tahsilini Maârif-i Adliyye Mektebi’nde yaptı. Hoca Mehmed Efendi ile Mustafa Tevfik Efendi’den şerh-i akaid okuyarak icâzet aldı. Devlet hizmetinde çeşitli makamlarda bulundu. Bursa valiliğine tayin edildi. 1891’de Maârif Nâzırlığına (Millî Eğitim Bakanlığı) getirildi. Sultan Abdülhamid’in talimatıyla, Avrupa standardlarında Üniversite (Dârülfünunun) kurulması hazırlıklarını yaptı. Burada ders vermesi için Avrupa’dan birçok profesör getirtti. 19 Ağustos 1900’de Dârülfünunu öğretime açtı. 12 Nisan 1902’de vefat eden Ahmed Zühdü Paşa Kadıköy Kızıltoprak’ta inşa ettirdiği Zühdü Paşa Camii hazîresindeki kabristana defnedildi.
Çeşitli eserler yazdı. Bunlardan Mecmû’a-i Zühdiyye’nin önsözünde diyor ki: (Fıkıh âlimleri yedi tabaka, yedi derecedir. En yüksek derecesi, ahkâm-ı islâmiyyede müctehid olanlardır. Bunlara mutlak müctehid denir. Dört mezheb imâmları böyledir. İkinci tabaka, mezhebde müctehid denilen büyük âlimlerdir. Ebû Yûsüf ve İmâm-ı Muhammed Şeybânî ve İmâm-ı Azam’ın diğer talebeleri böyledir. Bunlar, imâm-ı a’zam Ebû Hanîfe’nin koymuş olduğu usûl ve kâidelere uyarak, delîllerden ahkâm çıkarırlar. Çıkardıkları hükümlerden bazıları, İmâm-ı Azam’ın çıkarmış olduğu hükümlere uymayabilir. Üçüncü tabaka, mes’elelerde müctehid olan âlimlerdir. Bunlar, ortaya yeni çıkan mes’elelerin hükümlerini bulurlar. Bunların bulduğu hükümlerin ilk iki tabakanın hükümlerine uygun olmaları lâzımdır. Serahsî, Pezdevî, Kâdîhân ve benzerleri olan derin âlimler, üçüncü tabakadan müctehidlerdir. Bunlardan sonra olan tabakalardaki âlimler müctehid değildir. Mukalliddirler. Meselâ, dördüncü tabakadaki, (Eshâb-ı tahrîc) denilen âlimler, ictihâd yapamazlar. Mücmel, kısa bildirilmiş olup, iki türlü anlaşılabilen hükümleri açıklayarak, bir manâsını seçen Ebû Bekr Ahmed Râzî bunlardandır. Fıkıh âlimlerinin beşinci tabakası, (Eshâb-ı tercîh)dir. Kendilerine gelmiş olan, çeşitli haberler arasından sahîh, evlâ olanları seçerler. (Kudûrî) ve (Hidâye) sâhibi Burhâneddîn Mergınânî bunlardandır. Altıncı tabaka, (Eshâb-ı temyîz) olup, kavî hükümleri zayıf olanlardan, zâhir haberleri, nâdir haberlerden ayıran mukallid âlimlerdir.
(Kenz), (Muhtâr) ve (İhtiyâr), (Vikâye) ve (Mecma’ul-bahreyn) kitaplarının sâhipleri bunlardandır. Bunların kitâblarında merdûd ve zayıf rivâyetler yoktur.
Yedinci tabaka, yukarıda bildirilen hizmetleri yapamayan, ancak önceki tabakaların kitâblarından doğru olarak nakil yapabilen, onları bildiren mukallidlerdir. Tahtâvî, İbni Âbidîn ve Dürr-ül-muhtâr’ın sâhibi bunlardandır.