“Rızkında yavaşlık, gecikme olan, ‘La havle ve lâ-kuvvete illâ billah’ı çok söylesin.”
Hilâl bin Muhammed Haffâr hazretleri hadîs âlimidir. İran asıllı olup, 322 (m. 934) yılında Bağdad’da doğdu. 414 (m. 1023) yılında aynı yerde vefât etti. Zamanındaki birçok âlimden ilim tahsil edip hadîs-i şerîf rivâyet etti. Bağdad’da, yıllarca hadîs ilminde en sağlam âlim, müsned kabul edildi. Naklettiği hadis-i şeriflerden bazıları:
“Kimin yanında bir cemâat gelip oturursa, o onlardan izin almadan kalkmasın. Kim oturan iki kişi görürse, izin almadıkça onların yanına oturmasın. Bir kimse izin almadıkça, iki kişinin arasına oturup, aralarını ayırmasın.” “Kim bir zayıfın sultâna arz edemediği ihtiyâcını sultâna arz ederse, Allahü teâlâ, sıratı geçerken onun ayaklarını sabit kılar.” “Kim sâlih bir kul ile müsâfeha eder veya kucaklaşırsa, Allahü teâlâ ona Cenneti vâcib kılar. Kim bir âlimle müsâfeha ederse, sanki o, Arşın direkleri (rüknleri) ile müsâfeha yapmış gibidir. Kim onunla kucaklaşırsa, günahları af ve mağfiret olur ve hesâbsız Cennete girer.”
“Allahü teâlâya ve âhıret gününe îmân eden, komşusuna eziyet etmesin.” “Ümmetimden bir kardeşinin ihtiyâcını giderip onu sevindiren kimse, beni sevindirmiş olur. Kim beni sevindirirse, Allahü teâlâyı sevindirmiş olur. Kim Allahü teâlâyı sevindirirse, Allahü teâlâ onu Cennete koyar.” “Bir hastanın ihtiyâcını giderinceye kadar gayret sarf eden kimsenin, günahlarını Allahü teâlâ affeder. Anasından doğduğu gibi temiz olur.” “Kim Cennet için ağlarsa, Cennete girer. Kim dünyâ için ağlarsa, Cehenneme girer. İnsanlar onun âhıret için ağladığını sanırlar. Hâlbuki dünyâ için ağlamaktadır.” “Allahü teâlânın rızâsı için bir mescid yapan kimseye, Allahü teâlâ Cennette bir ev yaptırır.” “Allahü teâlânın kendisini ni’metle bürüdüğü kimse, Allahü teâlâya çok hamd etsin. Günahı çok olan, Allahü teâlâdan af ve mağfiret istesin. Rızkında yavaşlık, gecikme olan, ‘La havle ve lâ-kuvvete illâ billah’ı çok söylesin. Bir topluluğun bulunduğu eve giren kimse, onların emrettiği yere otursun. Çünkü onlar, evlerinin durumunu daha iyi bilirler. Kim bir topluluğun yanında kalırsa, onların izni olmadan oruç tutmasın.”
“Kim güzelce abdest alır, namazını kılar, malının zekâtını verirse, Allahü teâlânın gadabına mâni olur. Dilini hapseden, iyilikte bulunan, günahı için Allahü teâlâdan af ve mağfiret dileyen, aile efradına nasihatte bulunan kimse, îmânının hakîkatlerini tamamlamış olur. Cennet kapıları ona açılır.”