Hadis-i şerifte buyuruldu ki: “Bir kimse, din kardeşine yardımcı oldukça, Allahü teâlâ da ona yardımcı olur.”
Dinimizde Müslümanların birbirlerini arayıp sormaları, sıkıntıda olanı gözetmeleri, sevinç ve kederlerini paylaşmaları teşvik edilmiştir. Müslüman, sadece kendini düşünmez, başkalarının sıkıntılarıyla da ilgilenir, onlara yardım elini uzatır.
Büyükler küçüklere merhametli, küçükler de büyüklere saygılı olur. Zenginler fakirlere ve kuvvetliler de zayıflara yardımcı olur. Sağlamlar, hastaları göremeyince “ne hâlde, nasıl oldu” diye arayıp sorarlar. Hadis-i şeriflerde buyuruldu ki:
“Müminler, birbirlerini sevmekte, merhamet ve şefkat göstermekte, acımakta tek bir beden gibidir. O bedenden bir organ hastalanınca, diğer organlar da uykusuzluk ve yüksek ateşle onun acısını paylaşarak yardımına koşar. [Müslümanlar da böyle birbirlerinin yardımına koşmalıdır.]” (Buhârî)
“Komşusu açken tok yatan kimse (kâmil) mümin değildir.” (Hâkim)
“Bir kimse, din kardeşinin bir işine yardım etse, Allahü teâlâ da onun işini kolaylaştırır. Bir kimse, bir Müslümanın sıkıntısını giderir, onu sevindirirse, kıyamet gününün en sıkıntılı zamanlarında, Allahü teala onu sıkıntıdan kurtarır.” (Buhârî, Müslim)
“Bir kimse, din kardeşine yardımcı oldukça, Allahü teâlâ da ona yardımcı olur.” [Müslim]
“Allahü teâlânın en sevdiği iş, elbise vererek veya doyurarak veya başka bir ihtiyacını karşılayarak, bir mümini sevindirmektir.” [Taberânî]
“Allahü tealanın farzlardan sonra en çok sevdiği iş, bir mümini sevindirmektir.” [Taberânî.]
Müslümanlar birbirleri ile münasebetlerini iyi tutmalı, davetine gitmeli, hasta olunca ziyaretine gitmeli, cenazesine gitmeli, nasihat etmeli, selâm vermeli, bir zâlim musallat olduysa elinden kurtarmalı. Aksırıp “elhamdülillâh” dediğinde “yerhamükallah” demeli. (Allah sana rahmetiyle muamele etsin) demektir.
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) hastaları ziyaret eder, cenazelerde bulunurdu. Sabah namazlarını kıldırdıktan sonra, cemaate karşı oturup, (Hasta olan kardeşimiz var mı? Ziyaretine gidelim!) buyururdu. Hasta yoksa, (Cenazesi olan var mı? Yardıma gidelim!) derdi. Cenaze olursa, yıkanmasında, kefenlenmesinde yardım eder, namazını kıldırır, kabrine kadar giderdi. Cenaze yoksa, (Rüya gören varsa anlatsın! Dinleyelim, tabir edelim!) buyururdu. Eshâbından birini üç gün görmese, onu sorardı. Yolculuğa gitmiş ise, hayır dua eder, şehirde ise ziyaretine giderdi. (Herkese Lazım Olan İman)
Allahü tealanın rızası için Müslümanı ziyaret etmek çok sevaptır. Fakiri, muhtaçları ve salih akrabayı ziyaret daha çok sevaptır. Salih akrabayı hiç olmazsa, haftada veya ayda bir ziyaret etmeli, kırk günü geçirmemelidir! Uzakta ise mektupla, telefonla gönlünü almalı, dargın ise barışmalıdır.
Müslümanlar vefakâr olmalı, birbirleri ile münasebeti, irtibatı kesmemeli. Birbirlerinin sıkıntısını kendi sıkıntısı, sevincini de kendi sevinci bilmeli ve buna göre hareket etmelidir. Müslümanların birbirlerini arayıp sorması, yardımlaşması, sevinç ve kederlerini paylaşması, aralarında sevgi, saygı ve muhabbet bağlarını kuvvetlendirir. Allahü tealanın rızasına ve kullarının memnuniyetine sebep olur.