“Ey kerîm olan Allahü teâlâdan yüz çevirenler! Siz O’ndan yüz çevirip haddi aşıyorsunuz!”
Ebü’l-Hasen Sıddîkî hazretleri Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. Fıkıh, hadîs, tefsîr ve diğer ilimleri; Kâdı Zekeriyyâ, Burhânüddîn İbni Ebi’ş-Şerîf ile başkalarından, tasavvuf yolunu; Şeyhülislâm Radıyyüddîn el-Gazzi ve Şeyh Abdülkâdir Deştûtî’den öğrendi. Din ilimlerinde üstün bir dereceye yükseldi. 952 (m. 1545) senesinde Kâhire’de vefât etti… Ebü’l-Hasen, çok kıymetli eserler yazdı, kasideler söyledi. Bir kasidesinde özetle şöyle dedi:
“Ey gaflet uykusuna dalmışlar! Artık uykudan uyanınız. Şimdi uyuyacak zaman değildir. Ey kerîm olan Allahü teâlâdan yüz çevirenler! Siz O’ndan yüz çevirip haddi aşıyorsunuz. Allahü teâlânın sayısız nimetleri içindesiniz. Dünyânın parasına, malına, mülküne kalbinizi bağlamayın. Bir gün gelip, her şey yok olup, elinizden çıkacak. Ancak Allahü teâlâ ve O’nun sevdiği, beğendiği ameller kalacaktır. Nerede o azgın, taşkın Firavunlar? Öyle ki, ovalara ve çöllere sığmayan orduları vardı. Nerede o gelmiş geçmiş krallar, hükümdârlar? Nerede onların medhedicileri? Nerede onların siyah bayrakları ve sancakları?
Nerede o dünyânın Doğusuna ve Batısına sahip olan İskender? (Üçüncü İskender, Kur’ân-ı kerîmde Zülkarneyn adıyla bildirilen mübârek bir zâttır. Peygamber veya evliyâdandır. Doğuya ve Batıya gittiği için Zülkarneyn denildi. Yâfes soyundan idi. Hızır aleyhisselâm, bunun kumandanlarından ve teyzesinin oğlu idi. Birinci ve İkinci İskenderlerden önce idi. Hazret-i İbrâhim ile görüştü. Duâsını aldı. Avrupa ve Asya kıt’alarına mâlik oldu.)
Nerede ilim irfan sahipleri? Nerede vefalı dostlar, kardeşler, yakınlar? Onların yaşadıkları yerleri gez gör ve onlardan haber sor. Neticede hepsinin öldükleri haberini alırsın. Ümmetlerden nicesi toprak altında olup, kalpleri de hasret ile doludur. Onlar himâye (koruma) altında idi. Onlar ve yaşadıkları vakitler de ölüp gitti. Zaman, esef ederek onlar için ağlamakta ve yaşlar dökmektedir. Dün onların hepsi evlerinde yaşamakta idi. Bugün ise, toprağın altında kemik ve toz yığını hâlinde bulunurlar…
Dünyâ durdukça salât ve selâm, Muhammed aleyhisselâmın ve âlinin üzerine olsun.”