“Yolunu mu şaşırdın evlat?”

Merzifon’da yaşayan Abdurrahîm-i Merzifonî hazretlerinin kabr-i şerîfi de bu yerdedir.

 

Onun zamânında bir genç, ata binip köyünden çıktı bir kış günü.

 

Yolda bir tipiye yakalandı.

 

Bir adım ilerisini göremiyordu.

 

Çâresizlik içinde kıvranırken bir el tuttu atının dizgininden;

 

Nûr yüzlü bir zâttı bu.

 

Ona sevgiyle bakıp;

 

“Yolunu mu şaşırdın evlat?” dedi.

 

Genç, “Evet baba” dedi.

 

O zaman işâret edip;

 

“Şöyle git, şehre varırsın” buyurdu.

 

Ve kayboldu gözden…

 

Genç, o yöne gidip şehre vardı.

 

İyi de, kimdi bu ihtiyar?

 

Nûrâni yüzü, ak sakalıyla bu sevimli çehre hayâlinden silinmedi…

 

Aradan on sene geçmişti.

 

Merzifon’da girdi bir câmiye.

 

Bir hoca sohbet ediyordu.

 

Ak sakallı, nûr yüzlü, sevimli bir ihtiyardı bu.

 

Bu sîmâ hiç de yabancı gelmedi ona.

 

Ama bir türlü çıkaramadı…

 

Nihâyet sohbet bitti.

 

Hoca Efendi, kitâbı kapatıp kalktı.

 

Giderken bu gencin yanına geldi.

 

Kulağına fısıldadı:

 

“Tanıyamadın mı evlat?”

 

“Evet efendim, çıkaramadım.”

 

“Hani on sene önce şiddetli bir tipide yolunu kaybetmiştin, hâtırladın mı?”

 

“Evet efendim, hâtırladım.”

 

“Peki, bunu kimseye söyleme.”

 

“Başüstüne” dedi.

 

Sonra sordu:

 

“Siz kimsiniz efendim?”

 

“Bana, Abdürrahîm derler. Buralıyım” buyurdu…

 

 

 

Abdüllatif Uyan’ın önceki yazıları…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan