“Yemenin de bir âdâbı vardır!”

Evliyânın büyüklerinden Mazhar-ı Cân-ı Cânân hazretleri, yediği lokmalarda titiz davranırdı.

 

Şüpheli yemeği yemezdi.

 

Bir gün bir “ekmek” verdiler ona.

 

Allah’tan gâfil birinin ekmeğiydi.

 

Alıp bilmeyerek yedi.

 

Ama fark etti gerçeği.

 

Kalbinin karardığını hissetti.

 

O gâfilin zulmeti bastı kendisini.

 

Çok pişmân oldu.

 

Ve tövbe istiğfâr etti.

 

Yalvardı Allah’a.

 

Ve kurtuldu o lokmanın zulmetinden…

 

● ● ●

 

Bir gün sevdiklerine “Kulun yediği yemek, ona faydalı olmalıdır. Yemenin de bir âdâbı vardır” buyurdu.

 

Sordular:

 

“Onlar nedir efendim?”

 

Buyurdu ki:

 

“Önce helâlinden yemelidir. Sonra  acıkınca yemeye oturmalı, ama doymadan kalkmalıdır. Böyle yemek, hiç yememekten daha faydalıdır.”

 

● ● ●

 

Bir gün de sohbetinde;

 

“Bir kimsenin îmân ile öleceği, son nefesinde belli olur. Bir kimse bu devlete kavuşunca Allahü teâlânın ihsânları başlar” buyurdu.

 

Sordular ki:

 

“Nasıl yâni efendim?”

 

Cevâben;

 

“O şanslı kimseye hazret-i Azrâil gelir ve; ‘Hiç korkma. Rabbimizin huzûruna gidiyorsun. Asıl vatanına kavuşuyorsun. Büyük bir devlete erişiyorsun!’ der. Böyle olan kimseye bundan daha sevinçli haber olmaz” buyurdu.




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan