“Dua ederek ve sadaka vererek her an merhume validenizin yardımına koşunuz!”
Sual: Bir yakını ölen kimseye onu teselli etmek için neler söylenebilir ve vefat eden kişi için neler yapılabilir?
Cevap: Konu ile alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri buyuruyor ki:
“Hak teâlâ, hepimizi İslamiyetin doğru caddesinde bulundursun! Enbiyâ suresi 35. ve Ankebût suresi 57. âyetlerinde meâlen; (Her canlı, ölümün tadını tadacaktır!) buyuruldu. Bunun için, her insan ölecektir. Ölümden kurtuluş yoktur. Hadis-i şerifte; (Ömrü uzun, ibadetleri de çok olana müjdeler olsun!) buyuruldu. Dostu dosta ölümle kavuşturuyorlar. Bunun için, Allahü teâlânın âşıkları, ölümü düşünerek teselli buluyor, üzüntüleri azalıyor. Ankebût suresinin 5. âyetinde meâlen; (Allahü teâlâya kavuşmak isteyenler! Biliniz ki, Allahü teâlâya kavuşmak zamanı herhâlde gelecektir) buyuruldu. Evet, biz geride kalanlar ve nefse esir olanlar ve Allahü teâlânın rızasına kavuşmuş olanların ve dünyaya düşkün olmaktan kurtulanların sohbetlerinden mahrum kalanlar, zararda ve başı yerdeyiz. Nimetlerini size saçan merhume valideniz, günümüzün en kıymetli varlığı idi. Onun size olan ihsanlarına karşı, şimdi sizin de ona ihsan etmeniz lazımdır. Dua ederek ve sadaka vererek her an yardımına koşunuz! Hadis-i şerifte; (Mezardaki ölü, denizde boğulmak üzere olan kimse gibidir, babasından, anasından, kardeşinden ve arkadaşlarından gelecek bir duayı hep beklemektedir) buyuruldu. Bundan başka, onların ölümünü görerek, kendi ölümünü de düşünmeli. Bütün varlığı ile, Allahü teâlânın beğendiği şeyleri yapmaya sarılmalıdır. Dünya hayatının insanı aldatmaktan başka bir şey olmadığını düşünmelidir. Dünya kazançlarının Allahü teâlânın yanında az bir kıymeti olsaydı, düşmanı olan kâfirlere ondan kıl ucu kadar vermezdi. Allahü teâlâ, bizi ve sizi, kendisinden başka her şeyden yüz çevirmekle nimetlendirsin! Yalnız kendisine bağlanmakla şereflendirsin!”
Sual: Yeryüzündeki toprakların kıymetli, efdal olanı var mıdır, eğer varsa bu topraklar nerededir?
Cevap: En kıymetli toprak, kabr-i saadette, Peygamber Efendimizin cesedine temas eden topraklar olup, Arş’tan, Cennetlerden daha kıymetlidir. Ona yakın olan zaman, mekân, evladı, bütün eşya, ona uzak olanlardan daha kıymetli, efdaldir. Camiler ve Peygamberler, bundan müstesnadır.