YAHYÂ EFENDİ

Osmanlı devletinin yirmiyedinci şeyhülislâmı. İsmi Yahyâ olup, Şeyhülislâm Bayram-zâde Zekeriyyâ Efendi’nin oğludur. Annesi Rukiyye hanımefendidir. 961 (m. 1554) senesinde İstanbul’da doğdu. 1053 (m. 1644) senesi Zilhicce ayının sekizinci gecesi İstanbul’da vefât etti. Fâtih Sultan Mehmed Hân Câmii’nde cenâze namazı kılınıp, babasının Çarşamba’daki türbesine defnolundu. Türbesi, Kovacı Dede mezarlığının karşı tarafında idi. Orada Dâr-ül-hadîs Medresesi de vardı. Fâtih Câmii’nden gelip Çarşamba’ya giden cadde, Kovacı Dede kabristanlığı ile şeyhülislâmların gömülü bulunduğu etrâfı duvarla çevrili mezarlığı birbirinden ayırır idi. Bilâhare yolu genişletmek için Zekeriyyâ Efendi ile Yahyâ Efendi’nin mezarları yıkılıp yola çevrildi. Halk şeyhülislâmların mezarlarından çıkan kemik parçalarını hürmetle toplayıp, yolun karşı tarafındaki Kovacı Dede’nin mezarının yanıbaşına defnettiler. Bu sebeble her iki şeyhülislâmın mezarlarından bugün iz dahî kalmamıştır. Kovacı Dede kabristanlığı da, Fâtih Sultan Mehmed Hân’ın kovacıbaşısı medfûn olduğu için bu isimle anıldı. Mezarlık, vaktiyle çok genişti.

Yahyâ Efendi ilk tahsilini âlim bir zât olan babasından yaptı. İlim ve feyz aldı. Devrin büyük âlimi Abdülcebbâr-zâde Derviş Mehmed Efendi’den de dersler alarak bilgisini genişletti. Arabça ve Farsçayı mükemmel öğrendi. Genç yaşında âlimler arasına girdi. Şeyhülislâm Ma’lül-zâde Mehmed Efendi zamanında Vâlide Medresesi’ne müderris oldu. Daha sonra kadılık vazîfesiyle Edirne, Haleb ve Şam’da bulundu. Bu vazîfeleri müteakip 1012 (m. 1603) senesinde İstanbul kadılığına ta’yin edildi. İlmi, fazileti ve dirâyetiyle herkesin takdîrini kazandı. Anadolu kadıaskerliği ve altı ay sonra da Rumeli kadıaskerliğine getirildi. Tâc-üt-tevârih müellifi Hoca Sa’düddîn Efendi’nin oğlu Şeyhülislâm Mehmed Es’ad Efendi makamından çekilince, 1031 (m. 1622) senesinde şeyhülislâmlığa ta’yin edildi. O sırada 69 yaşında idi. İlk şeyhülislâmlık müddeti bir sene dört ay ondört gün sürdü. 1034 (m. 1625)’de ikinci defa şeyhülislâmlık makamına getirildi. Bu da altı sene, sekiz ay ondokuz gün sürdü. 1043 (m. 1634) senesinde üçüncü defa şeyhülislâmlığa ta’yin edildi. Son vazîfesi 1053 (m. 1643) târihine kadar devam etti. Üçüncü şeyhülislâmlık müddeti on sene, bir ay yirmibir gündür.

Yahyâ Efendi din ve devlet için büyük hizmetlerde bulundu. Çok doğru ve faziletli bir zât idi. Ömrünü, iyiliği öğretmek kötülükten sakındırmakla geçirdi. Yirmi seneye yakın fetvâlar verip herkesin müşküllerini çözüp kolaylaştırdı. Dürüst karakterli, ilmi, irfanı, adâlet ve ihsânı ile devrinin “Ebüssü’ûd”u vasfını kazandı. Âlim, faziletli, edîb, şâir bir zâttı. Şiirlerinde Nef’î’yi ve üslupta Şâir Bâkî’yi andırırdı. Zamanının çoğunu Sultan Dördüncü Murâd Hân ile geçirirdi. Pâdişâh kendisine; “Baba” diye hitab ederdi. Gerek sultanlar yanında gerekse halk arasında pek rağbet ve hürmet gördü. Vefâtında bütün İstanbul halkı dükkânlarını kapayarak cenâzesine iştirâk etti. Mübârek cenâzesini taşıyıp bereketlendiler.

Yahyâ Efendi’nin din ve hukuk ilimlerinde derin bilgisi vardı. Çok cesur idi. Zamanındaki devlet adamlarına, hattâ sultanlara, emr-i ma’rûfda bulunup yol gösterirdi. Birçok hatalı işin yapılmasına mâni oldu.

Yahyâ Efendi, Sultan İkinci Osman Hân, Sultan Dördüncü Murâd Hân, Sultan Birinci İbrâhim Hân devirlerini yaşadı. Revân ve Bağdad seferine katıldı. Pâdişâhın yanından hiç ayrılmadı.

Yazmış olduğu eserlerden ba’zıları şunlardır: 1- Muhsin-i Kayserî’nin Ferâiz manzûmesine şerhi, 2- İbn-i Kemâl’in Nigeristân’ının tercümesi, 3-Dîvân, 4- Kasîde-i Bürde tahmisi, 5-Mecmûa-i Fetâvâ isimli hukuk kitabı, 6-Sultan İkinci Osman Tarihçesi. Fetvâları, “Fetâvâ-i Zekeriyyâ Efendi” isimli eserde toplanmıştır.

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Devhat-ül-meşâyıh sh. 46

2) Hulâsat-ül-eser cild-4, sh. 467


YAHYÂ EFENDİ

Kategori içindeki yazılar: HİCRÎ 11.ASIR ÂLİMLERİ