Osmanlılar zamanında yetişen büyük İslâm âlimlerinden. İsmi İbrâhim, lakabı Tâcüddîn’dir. Üstâd-zâde diye tanınır. Doğum târihi ve yeri bilinmemektedir. 909 (m. 1503) senesinde Amasya’da vefât etti.
Tâcüddîn İbrâhim Efendi’nin babası, helâl rızık te’min etmek maksadıyla, debbaglık mesleğini san’at edinmiş, bu işle meşgûl olan bir zât idi. Mesleği îcâbı bu işi çok iyi bilirdi. Takvâ ve verâ’ sahibi idi. Kazancının helâlden olmasına çok dikkat ederdi. Oğlunu da helâl lokma ve çok güzel terbiye ile yetiştirdi.
Çocukluktan kurtulup yetişkinlik çağına gelen İbrâhim Efendi, kendine lâzım olan dînî bilgileri öğrenmiş idi. Babası gibi bir iş sahibi olmaya değil, ilim tahsil etmeye, ilmini ilerletmeye çalıştı. Zamanında bulunan âlimlerden ilim öğrendi. Aklı, zekâsı, hafızası kuvvetli ve istidâdı da fazla olduğundan, kısa zamanda yetişti. Mevlânâ Sinân Paşa’nın hizmetinde bulunarak, ilmini ilerletti.
İlim tahsilini tamamladıktan sonra, Engürü (Ankara) vilâyetinde bulunan Ak Medrese’de müderris olan Tâcüddîn İbrâhim Efendi, daha sonra Şehzâde Abdullah’a muallim oldu. Çubuk kadılığı yaptı. Sultan Bâyezîd Hân pâdişâh olunca, onu Amasya’da bulunan Hüseyniyye Medresesi’ne müderris olarak ta’yin etti. Tâcüddîn İbrâhim Efendi, 909 (m. 1503) senesinde vefât edinceye kadar burada vazîfesine devam etti.
İffet ve salâh (doğruluk) sahibi, zâhid bir zât idi. Dünyâya düşkün olmayıp, hep âhıretini ma’mûr etmeye gayret ederdi. Kendi nefsi ile meşgûl olur, kimse ile uğraşmazdı, insanlardan umûmiyetle uzak dururdu.
Güzel huyları kendinde toplamada, akıl ve zekâsının çokluğunda ve o zamanda okutulan bütün ilimlerde ihtisas sahibi olmakta, emsal ve akranından ileride olan Tâcüddîn İbrâhim Efendi’nin bütün ömrü, ilim öğrenmek ve öğretmek gayretiyle geçti.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Şakâyık-ı Nu’mâniyye cild-1, sh. 359
2) Şakâyık-ı Nu’mâniyye tercümesi (Mecdî Efendi) sh. 331
3) Sicilli Osmânî cild-2, sh. 46
ÜSTÂD-ZÂDE TÂCÜDDÎN İBRÂHİM EFENDİ