Şifa arayan vali…

Sehl bin Abdullah-ı Tüsterî hazretleri, Horasan evliyâlarından olup, Basra’da vefât etmiştir.

 

Zamânın vâlisi hasta olmuştu.

 

Hiçbir doktor çâre bulamamıştı.

 

En son Sehl-i Tüsterî hazretlerini hâtırladılar.

 

Ve vâliye;

 

“O size bir duâ etse şifâya kavuşursunuz” dediler.

 

Vâli çok sevindi…

 

Ve onu çağırtıp;

 

“Bana bir duâ etseniz de şu hastalığımdan kurtulsam” dedi.

 

Ricâda bulundu.

 

Mübârek zât da;

 

“Olur, duâ ederim. Ama zindanlarda nice mazlum kimseler varken, benim duâlarım sana hiç tesir etmez” buyurdu.

 

Vâli önce şaşırdı.

 

Sonra işi anladı.

 

Ve ardından; “Öyleyse ben de bütün mazlumları affettim” dedi.

 

Ve emir verdi.

 

Ne kadar mahkûm varsa hepsini çıkarttı zindandan.

 

Sehl-i Tüsterî ellerini açtı ve;

 

“Yâ İlâhî! Bu vâlinin ne hastalığı varsa şifâ ihsân eyle” dedi.

 

Rabbine yalvardı.

 

Elerini yüzüne sürerken vâlinin hastalığından eser kalmadı.

 

Çok teşekkürler etti.

 

Bir kese de altın verdi.

 

Ancak o, kabul etmedi.

 

Bâzısının kalbine; “Keşke o altınları alsaydı da şehrin fakîrlerine verseydi” diye bir düşünce geldi.

 

O, bunu sezdi, anladı.

 

Çakıl taşlarına bir baktı.

 

Taşlar, ânında “altın” oldu…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan