Şarap içenin ibretlik hâli

İçkinin haram olmasının sebebini anlayamayan bir sarhoş vardı. İlyas bin Muaviye hazretlerine gelip bu hususta bazı sualler sordu!

 

 

 

İslâmiyet ve sağlığımız -16-

 

Sarhoşun aklı: İçkinin haram olmasının sebebini bir türlü anlayamayan veya anlamak istemeyen bir sarhoş, bir gün İlyas bin Muaviye hazretlerine gelip sordu: “Ey İlyas! Biraz üzüm yesem bana bir zararı dokunur mu?” ‘Hayır!’ “Peki üzümden sonra biraz çörek otu yesem?” ‘Hiçbir beis yok, yiyebilirsin.’ “Bunların üzerine bir miktar da su içersem zararı var mı?” ‘Kat’iyyen zararı olmaz!’

 

Sarhoş bu cevapları aldığından memnundu. Dedi ki: “Fakat bu saydıklarım birleşirse mükemmel şarap olur. Onları midemin içinde birleştirmek haram olmuyor da, midenin dışında birleştirmek neden haram oluyor?”

 

İlyas bin Muaviye gülümsedi, yerden bir avuç toprak alarak sarhoşa sordu: “Sana bu toprağı atsam bir yerini kırar mı?” ‘Hayır.’ “Peki üzerine bir avuç su serpsem acı verir mi?” ‘Kat’iyyen!’ “Seni o hâlde iken beş dakika güneşte bekletsem ıstırap duyar mısın?” ‘Duymam.’

 

İlyas bin Muaviye devam etti: “Hâlbuki ben bu toprağı, suyu güneşte biraz bekletip kafana atsam ne olursun?”

 

Sarhoş, bu sözleri işitince iki eliyle kafasını tutarak bağırmaya başladı: “Vay kafam, vay kafam…” ‘Canım kafana kerpiç atan yok şimdi, ne bağırıyorsun?’ “Kerpiç atmadın ama, anlattığın şey kafama kerpiçten fazla dank etti!..”

 

             ***

 

Sarhoşun son sözü: Büyük âlim Abdülazîz-i Revvâd “rahmetullahi aleyh”, başından geçen bir olayı şöyle anlatıyor:

 

Medine’de idim. Bir gece Resulullahın mescidine gidiyordum. Kadının biri yanıma gelip yalvardı: “Ey efendi, eğer sevap arıyorsan buraya gel! Can çekişmekte olan bir hasta vardır. Yanındakiler hep kadındır. Bir erkek yok ki; ona şehadet kelimesini telkin eylesin!” dedi. Bunun üzerine yanına gittim. (Kelime-i şehadeti)  ne kadar telkin ettiysem de söyleyemedi. Gözünü açtı ve “Kaç defadır bu kelimeyi söyle diyorsun da söyleyemiyorum!.. Ben bu kelimeden ve İslam dininden yüzümü çevirmişim” dedi ve can verdi. Hâlini araştırdım: “Şarap içerdi” dediler. 

 

          ***

 

Şarap içenin kabri: Bir gün Peygamber efendimiz “sallallahü aleyhi ve selem”, bir kabristandan geçiyordu. Kabirden, “El-amân el-amân, Ya Resûlallah! Yirmi yıldan beri azaptayım. Bana merhamet ve şefâat eyle, imdadıma yetiş!” diye bir ses duyuldu. Sevgili Peygamberimiz durdu ve düşünmeye başladı. Bunun üzerine Cebrail aleyhisselam geldi ve buyurdu ki: (Yâ Resûlallah! Bu bir kadın mezarıdır. Ona sor: Sana cevap versin ve günahının ne olduğunu söylesin!)

 

Peygamber efendimizin sualine kadın da cevap verdi:

 

-Yâ Resûlallah! Benim komşularım şarap içerlerdi. Ben, komşum olan kadın için yirmi bir ekmek pişirmiştim. O da ekmekleri, şarap içenlerin önüne koymuştu. Yirmi senedir bu ateş içinde yanmaktayım.

 

Resûlüllah “sallallahü aleyhi ve selem” mübarek başını secdeye koydu ve dua etti. Allahü teâlâ da, Resûlüllahın şefâati ile, o kadından azabı kaldırdı…





2024-08-07 02:00:00

Kategori içindeki yazılar: Hasan Yavaş