Evliyânın büyüklerinden. Künyesi Ebû Muhammed olup ismi, Sa’îd bin Mensûr bin Ali bin Abdullah bin Miskin el-Yemenî’dir. Sa’îd bin Mensûr, fıkıh âlimi, zâhid, ârif ve vera’ sahibi idi. İlimle çok meşgûl olması yanında, çok da ibâdet eder, gözyaşı dökerdi. Bu sebepten yüksek mertebelere yükseldi. Çok kerâmeti görüldü. 660 (m. 1262) senesinde vefât etti.
Sa’îd bin Mensûr, Zerî’ul-Haddâd ile görüşürdü. Birgün Zerî’ul-Haddâd ona geldi. Orada bir cemâat vardı. Bu görüşme bir Kurban Bayramı sonrasında olmuştu. O zaman Zerî’ul-Haddâd; “Bu seneki hac çok güzel oldu değil mi?” diyerek oradaki kerâmetlerini anlatmak istiyordu. Bu söz üzerine Sa’îd bin Mensûr ona heybetle baktı. Zerî’ul-Haddâd hemen hatâsını anladı ve sustu. Orada bulunanlar oradan ayrılınca, Zerî’ul-Haddâd; “Efendim! Biz, sizin sohbetinizi dinleyen ve sizin sevdiklerinizdeniz. Sözümüz, sizin bize öğrettiğiniz şey içindi” deyince, Sa’îd bin Mensûr onun sözü uzatmasını uygun görmedi ve; “Bu hac, Allahü teâlânın ihsân ve ikramından başka birşey değildir. O, ihsân ve ikram edendir” buyurdu.
Sa’îd bin Mensûr ile, fıkıh âlimi Ömer bin Saîd arasında çok sevgi ve muhabbet vardı. Devamlı bir araya gelip sohbet ederlerdi. Aralarında; “Kim önce vefât ederse, diğerinin onu yıkayıp kefenlenmesi ve cenâze namazını kıldırması husûsunda sözbirliği etmişlerdi. Sa’îd bin Mensûr önce vefât etti. Ömer bin Sa’îd aralarındaki vasıyyet üzere onu yıkadı, kefenledi ve cenâze namazını kıldırdı.
Sa’îd bin Mensûr hazretlerinin vefâtından sonra da kerâmetleri görüldü. Bu kerâmetlerden birisi şöyle anlatılır: “Sa’îd bin Mensûr’un bir talebesi, Fadl bin Avâd’ın adamı olan bir kişiden zarar ve zulüm gördü. Buna çok üzülüp, doğruca hocasının kabrine gitti. Ağlıyarak durumunu arz etti. Fadl bin Avâd, bir yerden dönüyordu. O gece bir rü’yâ gördü ve derhâl uyanıp hizmetçilerini uyandırarak; “Haydi gidiyoruz, yapılan yanlış işler sebebiyle başımıza bir felâketin geleceğini anlıyorum” dedi. Evine varmadan yolda vefât etti. Rü’yâyı dinliyenlerden birisi; “Fadl bin Avâd’ın adamlarından birisi ile Sa’îd bin Mensûr’un talebeleri arasında herhangi birşey oldu mu?” diye sordu. Orada bulunanlar; “Evet” cevâbını verdiler. O da; “Şimdi durum anlaşıldı. O adam Sa’îd bin Mensûr’un talebesine zarar ve zulüm yapınca, durum böyle oldu” dedi.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Câmi’u kerâmât-il-evliyâ cild-2, sh. 26
SA’ÎD BİN MENSÛR EL-YEMENÎ