Peygamberlik makamı aklın üstündedir

Aklın eremeyeceği, anlayamayacağı çok şeyler vardır ki, bunlar Peygamberlik makamında anlaşılır.

 

 

 

Sual: Peygamber olmadan, akıl ile her şeyi anlamak mümkün değil midir?

 

Cevap: Konuyla alakalı olarak İmâm-ı Rabbânî hazretleri, Mektûbât kitabında buyuruyor ki:

 

“Peygamberlik makamı aklın ve düşüncenin dışındadır, üstündedir. Aklın eremeyeceği, anlayamayacağı çok şeyler vardır ki, bunlar Peygamberlik makamında anlaşılır. Her şey akıl ile anlaşılabilseydi, Peygamberler gönderilmezdi. Ahıret azapları, Peygamberler göndererek bildirilmezdi. İsrâ sûresinin 15. âyetinde meâlen; (Biz, Peygamber göndererek bildirmeden önce, azab yapıcı değiliz) buyuruldu. Akıl çok şeyi anlar. Fakat, her şeyi anlayamaz. Anlaması da, kusursuz değildir. Çok şeyleri, Peygamberler bildirdikten sonra anlamaktadır. Peygamberlerin gelmesi ile, insanların özür ve bahane yapmaları önlenmiştir. Nisâ sûresinin 164. âyetinde meâlen; (Peygamberleri, müjde vermek için ve korkutmak için gönderdim. Böylece, insanların Allahü teâlâya özür, bahane yapmaları önlendi) buyuruldu. Akıl, dünya işlerinde bile çok kere yanılmaktadır. İslam bilgilerini, böyle bir akıl ile tartmaya kalkışmak doğru olamaz. İslam bilgilerini akıl ile inceleyip, akla uygun olup olmamasına bakmak, aklın hiç yanılmaz olduğuna güvenmek olur ve Peygamberlik makamına inanmamak olur. Böyle bozuk iş yapmaktan Allahü teâlâ hepimizi korusun! Önce, Peygambere inanmak, Allahın Peygamberi olduğunu tasdik etmek lazımdır. Böylece, Onun bildirdiklerinin hepsinin doğru oldukları kabul edilmiş olur. Şüphelerden kurtuluş nasib olur. Dinin temeli, Peygambere inanmaktır. Peygamberin Allah tarafından gönderildiğini, hep doğru söylediğini aklın kabul etmesidir. Akıl, bu temel bilgiyi kabul  edince, Peygamberin bildirdiklerinin hepsini kabul etmiş olur. Peygamberin Allah tarafından gönderildiğini, Allahın bildirdiklerini haber verdiğini kabul etmemiş olan bir akla din bilgilerini birer birer inandırmak çok güç olur. Aklın Peygambere kolay inanması ve kalbde tam iman hasıl olması için en yakın yol, Allahü teâlâyı zikretmektir. Ra’d sûresinin 30. âyetinde meâlen; (İyi biliniz ki, kalbler, Allahü teâlânın zikri ile itminana, rahata kavuşur!) buyuruldu. Yani, tam imana kavuşur. Düşünerek, akıl ile ölçerek, bu yüksek makama kavuşmak, güç, hem de çok güçtür.”


Kategori içindeki yazılar: Osman Ünlü