O zât kimdir biliyor musun?

Hakkârî’de yetişen velîlerden Ebül Berekât Hakkârî hazretleri “rahmetullahi aleyh”, aynı yerde vefât etti.

 

Bu zâtı sevmeyen bir kimse vardı o devirde. Aleyhinde konuşur, dedikodusunu yapardı.

 

Hiç de utanmazdı.

 

Bir gün yine böyle konuşuyordu ki, insanlar “Sus!” dediler kendisine.

 

Adam sinirlendi!

 

Üstelik dedi ki:

 

“Niye susacakmışım?”

 

Dediler ki:

 

“Bu aleyhinde konuştuğun zât çok muhterem bir insandır… Bir ‘Allah adamı’dır. Onun aleyhinde konuşmak hayır getirmez sana.”

 

Böyle dediler.

 

Adamsa hiç aldırmadı.

 

Devam etti konuşmaya.

 

İnsanlar tekrar îkaz ettiler;

 

“Bak yanlış yapıyorsun. Vazgeç bu işten, yoksa bir cezâya çarpılırsın.”

 

Ama o, aldırmadı yine.

 

Hattâ alaylı bir tavırla;

 

“Cezâya mı çarpılırım?” dedi.

 

Devam etti konuşmaya.

 

İşte tam o sırada bir “eşek arısı” gelip girdi ağzına.

 

Ve soktu dilini.

 

Dili, bir anda şişti ve fecî hâlde canı yandı.

 

İşte o zaman aklı geldi başına.

 

Hatâsını anladı.

 

Pişmân olup tövbe etti…

 

Dahası, bu velî zâtın sevgisiyle doldu kalbi.

 

Duramadı artık.

 

Koştu huzûruna.

 

Özür dileyip “talebesi” olmakla şereflendi…

 

 

 

Abdüllatif Uyan’ın önceki yazıları…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan