Nasîhatine muhtacız efendim…

Dâvud-i Tâî “rahmetullahi aleyh” hazretleri, bir gün Câfer-i sâdık hazretlerine;

 

“Kalbim katılaştı, bana nasîhat eyle” diye ricâ etti.

 

O da cevâben;

 

“Ey Dâvud! Sen zâhid birisin, benim nasîhatime ihtiyâcın var mı?” buyurdu.

 

Hazret-i Dâvud;

 

“Evet, sen Resûlün torunusun ve Onun kanından zerre taşıyorsun. Bunun için herkes senin nasîhatine muhtaçtır” dedi.

 

Câfer-i Sâdık;

 

“İyi ama ben de korkuyorum!” buyurdu.

 

“Sen neden korkuyorsun?” diye sorunca;

 

“Dedem Resûlullah, kıyâmet günü bana; ‘Sen benim torunum olursun da niçin benim dînime tam uymazsın? Bugün nesebin faydası olmaz. Herkes, ancak İslâm’a uymakla kurtulur’ derse diye çok korkuyorum!” buyurdu.

 

Hazret-i Dâvud;

 

“Yâ İlâhî! O böyle korkarsa, o gün Dâvud’un hâli nice olur?” dedi.

 

Ve uzlete çekildi. Ama dünyâyı tutmuştu şânı, şöhreti.

 

● ● ●

 

Dâvud-i Tâî zamânında insanlar, âlimlere gelip; “Hazret-i Dâvud’un ne iyi hâli var ki, ismi dillerde dolaşıyor. Hâlbuki kendisi insanlardan kaçıyor” diye sordular.

 

Onlar cevâben;

 

“Bu, her zaman böyledir. Kim kullardan yüz çevirip Rabbine dönerse, öyle şeref bulur ki, kimsenin aklı ermez” dediler.

 

 

 

Abdüllatif Uyan’ın önceki yazıları…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan