Müslümanların perişanlığının sebebi

Din düşmanları Müslüman görünerek, çeşitli kılıklar altında, temiz gençlerin imanlarını çaldılar.

 

 

 

Sual: Zamanımızda Müslümanların hâli ortadadır. İslamiyet yüce bir din olduğu hâlde, Müslümanlar niçin bu perişan hâle geldiler?

 

Cevap: İslamiyete karşı olanlar, asırlar boyunca yaptıkları kanlı ve acı tecrübelerle anladılar ki, imanını yıkmadıkça, Müslüman milleti yıkmaya, imkân yoktur. Her ilerlemenin ve yükselmenin hamisi ve teşvikçisi olan İslamiyeti, ilmin, fennin, yiğitliğin düşmanı gibi göstermeye yeltendiler. Genç nesillerin, bilgisiz, dinsiz kalmasını, onları manevi cepheden vurmayı hedef edindiler. İlim ve iman silahları çürümüş, hırs ve şehvetlerine kapılmış olan bazı cahiller, kafirlerin bu hücumları ile hemen bozuldu. Bunlardan bir kısmı, isimlerini siper edinip, Müslüman görünerek, fen adamı, kalem sahibi ve din âlimi, hatta Müslümanların hamisi şekline girip, temiz gençlerin imanlarını çalmaya koyuldular. Kötülükleri hüner, imansızlığı moda şeklinde gösterdiler. Dini, imanı olanlara gerici denildi. Din bilgilerine, İslam’ın kıymetli kitaplarına, irtica, gericilik diyenler oldu. Kendilerinde bulunan ahlaksızlıkları, Müslümanlara, İslam büyüklerine isnat ederek, o temiz insanları kötülemeye, evlatları babalarından soğutmaya uğraştılar. Tarihimize dil uzatıp, parlak ve şerefli sayfalarını karartmaya, hadiseleri değiştirmeye kalkıştılar. Böylece, gençleri dinden, imandan ayırmaya, İslamiyeti ve Müslümanları yok etmeye çalıştılar. İlmi, fenni, güzel ahlakı, fazileti ve yiğitliği ile dünyaya şan ve şeref saçan, ecdadımızın sevgisini genç kalplere yerleştiren mukaddes bağları çözmek, gençliği dedelerinin büyüklüğünden mahrum ve habersiz bırakmak için, kalplere, ruhlara ve vicdanlara hücum ettiler. Hâlbuki İslamiyetten uzaklaştıkça, ahlak bozulduğu gibi, her asrın icap ettirdiği yeni bilgilerde, üstünlüğü kaybediyor, hatta geri kalmaya başlıyorduk. Bu maskeli dinsizler, bir taraftan ilimde, fende geri kalmamıza, diğer taraftan, İslamiyetten uzaklaşmamıza sebep oluyordu. Garb, batı sanayiine yetişebilmemiz için, bu kara perdeyi kaldırmamız, çöl kanunlarından kurtulmamız lazımdır, diyorlardı. Bu suretle maddi ve manevi kıymetlerimizi yıkarak, vatanımıza, milletimize, dışarıdaki düşmanların, asırlarca yapmak istedikleri, fakat yapamadıkları kötülüğü yaptılar.


Kategori içindeki yazılar: Osman Ünlü