İran’ın Bistam şehrinde dünyâya gelen büyük velî Bâyezid-i Bistâmî hazretlerine, bir gün sevdikleri; “Mürşidiniz kimdir efendim?” diye sordular.
Büyük velî buyurdu ki:
“Mürşidim bir kadındır.”
Anlamayıp durakladılar.
Şöyle anlattı onlara:
Ben, aşk-ı ilâhîyle kendimden geçmiş hâlde bir yolda yürüyordum.
Bir kadına rastladım.
Sırtında “un çuvalı” vardı.
Ve çok zor götürüyordu.
Beni görüp, dedi ki:
“Az yardım eder misin?”
O an bir “aslan” gördüm.
Bir kafesin içindeydi.
Kafesten çıkıp geldi.
Ben, çuvalı kadından aldım.
O aslanın sırtına yükleyip;
“Haydi bacım, bu hayvan sana yardım etsin” dedim.
O vaziyette gittiler.
Bir müddet geçti.
Kadın dönünce sordum:
“Aslan dediğimi yaptı mı?”
“Evet yaptı, ama sen o hayvana zulmettin.”
“Neden zulmetmişim?”
“Çünkü aslan, yük hayvanı değildir. Ona yük taşıttırmakla, zulmetmiş oldun” dedi.
Ben de ona;
“Doğru söylüyorsun” dedim.
Ve ağlayıp çok istiğfâr ettim!
Affım için Rabbime yalvardım.
İşte o günden sonra bana “Senin hocan kim?” dediklerinde, o kadını hâtırlarım. Çünkü bana mühim bir şey öğretmişti.