MÜNÂVÎ

Şafiî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerinden. İsmi, Abdürraûf bin Tâc-ül-ârifîn bin Ali bin Zeynel âbidîn Haddâdî Münâvî olup, lakabı Zeynüddîn’dir. 952 (m. 1545) senesinde Kâhire’de doğdu. 1031 (m. 1621) senesi Safer ayında Kâhire’de vefât etti. Cenâze namazı, Cum’a günü Ezher Câmii’nde kılındı ve yaptırdığı dergâhın yakınına defnedildi.

Münâvî, babasının terbiye ve himâyesinde büyüdü. Bülûğa ermeden önce, Kur’ân-ı kerîmi hatmedip ezberledi. Behce, Elfiyetü İbn-i Mâlik, Sîret-ül-Irâkî, Elfiyet-ül-hadîs ve başka ilim kitaplarını mütâlâa etti. Bunları, zamanının âlimleri huzûrunda tekrar okudu. Arabî ilimleri babasından, fıkıh ilmini Şemsüddîn Remlî’den, tefsîr, hadîs ilmini ve edebi, Nûreddîn Ali bin Gânim Makdisî’den tahsil etti. Üstâd Muhammed Bekrî’nin derslerine devam etmekle, tefsîr ve tasavvufun inceliklerini öğrendi. Necmüddîn Gaytî, Şeyh Kâsım, Şeyh Hamdân Fakîh, Şeyh Tablavî’den hadîs okumakla, üstün bir dereceye yükseldi. İlimdeki ihtisasının çoğunu, Şemsüddîn Remlî’nin yanında yaptı. Zamanının kutbu, Abdülvehhâb-ı Şa’rânî’den tasavvuf yolunu öğrenip, icâzet aldı. Halvetî büyüklerinden; Şeyh Muhammed Menâhılî, Ebî Abdullah, Şeyh Muharrem Rûmî ile görüştü ve Halvetiyye yolunun edebini öğrendi. Bayrâmiyye yolunu Şeyh Hüseyn Rûmî Menteşevî’den, Şâziliyye’yi Şeyh Mansûr Gaytî’den, Nakşibendî yolunu da, Seyyid Mes’ûd Taşkendî ve başka evliyâdan öğrendi. İcâzet (diploma) aldı.

Münâvî, insanlara ilim ve edeb öğretti. Sonra uzleti (yalnızlığı) seçti. Evine kapandı. Herkesle görüşmedi, ilim, ibâdet ve eser te’lîfi ile meşgûl oldu. Daha sonra da Sâlihiyye Medresesi’nde ders okutmaya başladı. Çok talebe yetiştirdi. Dört hak mezheb âlimleri dersini dinlediler. Şeyh Süleymân Bâbilî, Seyyid İbrâhim Taşkendî, Şeyh Ali Echurî, Velî Ahmed Kelbî ve oğlu Şeyh Muhammed talebeleri arasındadır. Zamanın bir kısım insanları, onun ilimdeki üstünlüğünü anlayamayıp hased ettiler. Ona düşmanlıkta bulundular. Neticede Münâvî, bu hasedçiler tarafından zehirlendi. Uzun zaman tedâvi gördü. Bedeninde bu zehrin izleri silinmedi. Eserlerini, oğlu Tâcüddîn’e söyleyerek yazdırdı.

Münâvî, zamanının en büyük âlimlerinden idi. Çok eser yazdı. Eserlerinden ba’zıları şunlardır: 1- El-lthâfât-üs-seniyye bil-ehâdîs-il-kudsiyye, 2-İthâf-üt-tullâb bi şerh-i kitâb-il-lübâb, fil-fıkh, 3- Ahkâm-ül-esâs fî muhtasar-ı Esâs-il-belâga, 4- Irsâlü ehl-it-ta’rîf fit-tasavvuf, 5- İrgâmü evliyâ-iş-şeytân bi zikr-i menâkıb-i evliyâ-ir-Rahmân, 6-İm’ân-üt-tullâb bi şerh-i tertîb-iş-Şihâb, 7- Bugyet-üt-tâlibîn li ma’rifet-i ıstılâh-il-muhaddisîn, 8- Bugyet-ül-muhtâç ilâ ma’rifet-i usûl-üt-tıbbi vel-ilâç, 9- Et-Teysîr muhtasaru şerh-i Câmi’is-sagîr, 10- El-Cevâhir-ül-mudiyye fil-ahkâm-is-Sultâniyye 11-Er-Ravd-ül-bâsim fî şemâil-il-Mustafâ Ebi’l-Kâsım 12- Şerhu en-mûzec-il-lebîb fî hasâis-il-habîb lis-Suyûtî, 13- Es-Saffetü fî menâkıb-i beyt-i âli’n-Nübüvveti, 14- Feyz-ül-kadîr fî şerh-i Câmi’is-sagîr, 15- Künûz-üd-dekâik fî hadîs-i hayr-ül-halâik, 16- El-Kevâkib-üd-düriyye fî menâkıb-is-sâdet-is-sûfiyye.

Münâvî’nin eserlerinden olan Künûz-üd-dekâik’de yazılı olan hadîs-i şerîflerden ba’zıları:

“İbâdetlerin en kıymetlisi, evvel vaktinde kılınan namazdır.”

“İlim hazinedir. Anahtarı, sorup öğrenmektir.”

“İlim öğreniniz ve öğretiniz.”

“İlim öğretmek, günahlara keffârettir.”

“Kadın, yanında bir mahremi olmadan hacca gidemez.”

“Eshâbım gökteki yıldızlar gibidir, hangisine uyarsanız hidâyet bulursunuz!”

“Âlimler, peygamberlerin vârisleridir.”

“Evliyâ ol kimsedir ki, onlar görülünce, Allah hatırlanır.”

“Herşeyin hâsıl olduğu yer vardır. Takvânın elde edildiği yer, âriflerin kalbleridir.”

“Âlimin yüzüne bakmak ibâdettir.”

“Ümmetimin âlimlerine saygılı olunuz! Çünkü onlar, yeryüzünün yıldızlarıdır.”

“Âlimlerin yanında bulunmak ibâdettir.”

“Allahın öyle kulları vardır ki, bir şey için yemîn etseler, Allah o şeyi yaratır.”

“Talebesi arasında âlim, ümmeti arasında peygamber gibidir.”

“Bir âlimin ölmesi, bir şehir halkının ölümünden daha büyük ziyandır.”

“Derecesi en üstün olanlar, Allahü teâlâyı zikredenlerdir.”

“İnsanların en kıymetlisi, mü’minlerin âlimleridir.”

“Kur’ân-ı kerîmi hatm edenin duâsı kabûl olunur.”

“Kur’ân-ı kerîmi tecvide uygun okuyana, şehîd sevâbı verilir.”

¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾

1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-5, sh. 220

2) Hulâsat-ül-eser cild-2, sh. 412

3) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 510

4) Tam İlmihâl Se’âdet-i Ebediyye sh. 1048

 


MÜNÂVÎ

Kategori içindeki yazılar: HİCRÎ 11.ASIR ÂLİMLERİ