“Mertlik nedir efendim?” 

Türkistân’ın en büyük velîlerinden Ubeydullah-ı Ahrâr hazretlerinin talebesinden biri, fâsıklardan/günah işleyenlerden birinin gömleğini giyerek sohbete geldi bir gün.

 

Bu büyük velî de geldi.

 

Ve talebelere dönüp;

 

“Bugün meclisimizde yabancı bir koku var” buyurdu.

 

Talebeler meraklandı.

 

Ve bu yabancı kimdir diye, etrâflarına bakındılar. Ancak yabancı kimse yoktu o an dergâhta.

 

Gelip arz ettiler.

 

Büyük zât bir talebeye bakıp “O koku senden geliyor oğlum. Senin üzerinde bir fâsığın gömleği olsa gerek” buyurdu.

 

Talebe arz etti:

 

“Evet hocam, bu gömlek, fâsık bir arkadaşıma âit.”

 

Buyurdu ki:

 

“O gömleği değiştir evlâdım!”

 

Talebe;

 

“Başüstüne hocam” dedi.

 

Ve koşup değiştirdi o gömleği.

 

Mübârek zât rahatladı.

 

Ve huzur içinde başladı dersine.

 

● ● ●

 

Bir gün bu zâta;

 

“Efendim, mertlik nedir acabâ?” diye sordular.

 

Büyük zât;

 

“Kusur ve kabâhati kendinde bilmektir” buyurdu.

 

Sordular:

 

“Haklı olsak da mı efendim?”

 

“Evet, Peygamberimiz aleyhisselâm (Haklı olduğu hâlde karşıdakine ‘ben haksızım’ diyen kimseye, Cennette büyük bir köşk verilecektir, kefîli de benim) buyuruyor” dedi.




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan