Kurbanlık hayvan satın alınırken

Kurban alırken; “Bayram günü kesmesi vacip olan kurbanımı almaya” diye niyet etmelidir. 

 

 

 

Sual: Kurbanlık hayvanları satın alırken, kurban etmeye diye niyet etmek gerekir mi yoksa kesim yerinde hayvan kesilirken mi niyet etmelidir?

 

Cevap: Bir kimse kurbanlık hayvanı satın alınırken; “Bayram günü kesmesi vacip olan kurbanımı almaya” diye niyet etmelidir. Bunu keserken, tekrar niyet etmek şart değildir. Bir kimsenin kurban etmek için aldığı hayvanı kurban etmesi de şart değildir. Fakat, daha sonra aldığı ve keseceği hayvanın kıymeti, ilk satın aldığı hayvandan az olmamalıdır. Kurbanlık hayvanı satın alırken, hiç niyet edilmese de olur. Fakat, satın aldığı bu hayvanı keserken veya kesecek olanı vekil ederken niyet etmelidir.

 

Sual: Kurbanı kendi kesmeyip de, bir hayır kurumuna veya bir vakfa vererek kestirmek isteyen bir kimse, nasıl hareket etmeli, nelere dikkat etmelidir?

 

Cevap: Kurbanını bir hayır cemiyetine, kurumuna vermek isteyen kimse, kurbanını veya parasını götürüp, o kurumdaki bu işle vazifeli kişiye teslim ederken; “Allah rızası için, bayram veya nezir, adak kurbanımı kesmeye ve dilediğine kestirmeye, etini ve derisini dilediğine vermeye seni vekil ettim” demelidir. O kurumdaki vazifeli kimse de, vekil olduğu şahıs için satın alacağı kurbana bir numara verir, bu numarayı ve kurban sahibinin ismini deftere yazar. Kesilirken, sahiplerinin ismini söyleyerek kurbanı kesecek olanları vekil eder. Etleri dilediği kimselere ve derileri de bir fakir vazifeliye verir. Bu fakir, derilerin kıymeti ile, nisap miktarına malik olmadan evvel, elindekileri toptan, dilediğine hediye eder. Bu da satar. Paraları arzu edilen yere verilir. Fakirin, kendisine verilen derileri satması veya hediye etmesi de caizdir.

 

Sual: Bir kimse, hiç izin, vekalet almadan kendi kendine, başkası adına hac yapabilir mi ve adına hac yapılan o şahıs hac borcundan kurtulmuş olur mu?

 

Cevap: İzin, vekalet almadan, kendi kendine vekil olup hac eden kimsenin yaptığı hac, kendinin olur. Yani kendinin hac borcu varsa, ödenmiş olur. Yaptığı bu haccın sevabını, izinsiz vekil olduğu kimseye bağışlayabilir. Zaten her Müslüman, her ibadetinin sevabını ölü veya diri, her Müslümana hediye edebilir. Fakat yaptığı haccın savabını bağışladığı kimse, hac yapmış olmaz ve hac borcundan kurtulmaz.


Kategori içindeki yazılar: Osman Ünlü