“Kim Allah’tan korkarsa…”

Seyyid Emîr Külâl (Gilâl) hazretleri, bir gün birkaç talebesiyle sefere çıkarlar.

 

Bir “aslan” çıkar önlerine.

 

Çocuklar korkup; “Eyvâh hocam, şimdi ne yapacağız?” derler.

 

Büyük velî;

 

“Korkmayın, o bize zarar yapmaz” buyurur.

 

Sonra yaklaşır o hayvana.

 

Yelesini tutup okşar, sever.

 

Hayvan, hürmet gösterir gibi hareketler yapar ve uzaklaşır.

 

Hem de geri geri.

 

Çocuklar şaşırmışlardır?!

 

“Efendim, koca aslan sizden korktu!” derler.

 

Mübârek zât;

 

“Kim Allah’tan korkarsa Onun mahlûkları da ondan korkar” buyurur.

 

Ve devam ederler yollarına.

 

Karşılarına “iki kişi” çıkar.

 

Baba ile oğul.

 

Çocuk, hoşlanır bu zâttan.

 

Ve sorar babasına:

 

“Babacığım, kimdir bu zât?”

 

Adam oralı olmaz;

 

“Haydi yürü. Sevecek başka kimse bulamadın mı?” der.

 

Ama mübârek işitir.

 

Döner o adama;

 

“Bana değil, kendine yaptın” buyurur.

 

Ve yürüyüp gider.

 

Çok geçmeden çıkar dediği.

 

Adam “uyuz” illetine yakalanır.

 

Çâre bulunmaz derdine.

 

Sonunda anlar hatâsını.

 

Yakınlarını çağırıp “Beni, Emîr Külâl’e götürün! Benim ilâcım ondadır” der.

 

Alıp götürürler.

 

Huzûruna edeple girer.

 

Ondan özür diler.

 

Ve kurtulur derdinden…




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan