Bugün, dünyadaki kâfirler, iki türlüdür: Kitaplı kâfirler ve Kitapsız kâfirler yani Müşrikler.
Sual: Dünyada bulunan kâfirlerin hepsi aynı mıdır yoksa aralarında fark var mıdır?
Cevap: Bugün, dünyadaki kâfirler, iki türlüdür:
Birincisi, Kitaplı kâfirler, yani Yahudiler ve Hıristiyanların az bir kısmı olup, bir peygambere ve bunun Allahü teâlâdan getirdiği kitaba ve öldükten sonra dirilmeye, ahıretteki sonsuz hayata inanıyorlar. Ellerindeki bozuk kitaba Allah kelamı diyorlar.
İkincisi, Kitapsız kâfirler yani Müşrikler olup, her şeyi yapan bir Allah bulunduğuna inanmıyorlar. Taş, ağaç, güneş, yıldız ve insan, inek gibi bazı mahluklarda ülûhiyyet sıfatı bulunduğuna inanıyorlar. Bu inkârcılardan bir kısmı, kanun ile, devlet baskısı ile, zulüm, işkence ederek, ibadet etmeyi, dini öğretmeyi yasak ediyor. Bir kısmı da, insanlık, iyilik duygularını okşayıcı sözlerle, herkesi, zevk, safaya daldırıyor. Maneviyyattan, din bilgilerinden mahrum bırakıyorlar. Düzme hikâyeler, yalan örnekler göstererek, milyonlarca insanı aldatıyor, din cahili yetiştiriyorlar. Bir taraftan, medeniyetten, fenden, insan haklarından bahsedip, bir taraftan da, insanları hayvanlaştırıyorlar. İngiliz casusları, böyle yapıyor.
Sual: Dinin temeli, din bilgilerini öğrenip bunları diğer insanlara da öğretmek, bildirmek midir?
Cevap: Din-i islamın temeli, imanı, farzları ve haramları öğrenmek ve öğretmektir. Allahü teâlâ, Peygamberleri bunun için göndermiştir. Gençlere bunlar öğretilmediği zaman, İslamiyet yıkılır, yok olur. Allahü teâlâ, Müslümanlara Emr-i ma’rûf yapmayı emrediyor. Yani, benim emirlerimi, bildiriniz, öğretiniz diyor ve Nehy-i anilmünker emrediyor. Yani, yasak ettiğim haramları bildiriniz ve yapılmasına razı olmayınız, diyor. Peygamber Efendimiz buyuruyor ki:
(Birbirinize Müslümanlığı öğretiniz. Emr-i ma’rûfu bırakır iseniz, Allahü teâlâ, en kötünüzü başınıza musallat eder ve dualarınızı kabul etmez.)
(Bütün ibadetlere verilen sevap, Allah yolunda gazaya verilen sevaba göre, deniz yanında bir damla su gibidir. Gazanın sevabı da, emr-i ma’rûf ve nehy-i anilmünker sevabı yanında, denize nazaran bir damla su gibidir.)
Sual: Mest üzerine yapılan meshin müddeti ne kadardır?
Cevap: Mest üzerine mesh müddeti, mukim olan için, yirmidört saattir. Misafir, yolcu için, üç gün üç gece, yani yetmişiki saattir.