Şam’da yetişen tefsîr, hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, İsmâil bin Muhammed bin Abdülhâdî bin Abdülganî el-Aclûnî ed-Dımeşkî’dir. Cennetle müjdelenen on sahâbîden biri olan, Ebû Ubeyde bin Cerrah hazretlerinin neslindendir. Bunun için Cerrâhî denilmiş ve Cerrâhî nisbetiyle meşhûr olmuştur. Suriye’de Şerî’a nehrinin doğu tarafında, nehre dökülen bir çayın kenarında bulunan Aclûn beldesindendir. 1087 (m. 1676) senesinde orada doğdu. 1162 (m. 1748) senesi Muharrem ayında Dımeşk’da vefât etti. Şeyh Arslan (r.aleyh) türbesinde medfûndur.
Bulunduğu beldede çok küçük yaşlarda Kur’ân-ı kerîmi okumasını öğrenen Aclûnî, kısa bir zamanda da ezberledi. Rivâyet edilir ki: İsmâil Cerrâhî küçüklüğünde Aclûn’da mektebe devam ettiği sırada, bir defasında, rü’yâ âleminde bir kimsenin kendisine, üzerine yeşil çuha işlenmiş beyaz bir kürk giydirdiğini gördü. Bu kürk çok güzel idi. Bu rü’yâ babasına haber verildiğinde babası çok sevinip, oğlunu çağırarak çok duâ etti ve; “Evlâdım! İnşâallah Allahü teâlâ sana yüksek ilim sahibi olmayı nasîb edecek” dedi.
Bundan sonra, ilim öğrenmek aşkı ile Dımeşk’a gelen Cerrâhî, o zamanlar daha onüç yaşında idi. Abdülganî Nablüsî, Şeyh Ebü’l-Mevâhib, Muhammed el-Kâmilî ed-Dımeşkî, İlyâs el-Kürdî, Yûnus el-Mısrî, Abdürrahmân el-Mücelled ed-Dımeşkî, Abdürrahîm el-Kâbilî, Ahmed el-Gazzî, Nûreddîn-i Düsûkî, Abdullah el-Aclûnî gibi Dımeşk âlimlerinden, ayrıca; Abdullah bin Sâlim el-Mekkî, Tâcüddîn-i Kal’î, Yûnus Demirtâşî ve daha birçok âlimden ilim öğrendi. Tefsîr, hadîs, fıkıh ve Arabî ilimlerde yükseldi. İlim öğrenmek husûsunda aşkı ve gayreti o kadar çok fazla idi ki; kelâm, tefsîr, hadîs, fıkıh, usûl, kırâat, ferâiz, hesap, Arabî ilimlerin her çeşidi, mantık ve daha başka ilimlere dâir okuduğu kitapların sayılarının fazlalığı sebebiyle, adetleri tesbit edilememiştir.
İlim tahsilini tamamlayıp zamanın büyük âlimlerinden olarak yetişen Cerrâhî, Şam’da Câmi-i Emevî’de ders verirdi. Yanına gelerek ders ve sohbetlerinde bulunup, ilim öğrenenlerin sayısı pekçoktur.
Cerrâhî nisbetiyle meşhûr İsmâil Aclûnî, güzel ahlâk sahibi, gayet yumuşak kalbli, yumuşak huylu pek üstün bir zât idi. Onun temiz kalbinde; kin, nefret ve düşmanlık gibi kötü huy ve düşüncelere asla yer yoktu. Kanâat sahibi olup, fakirlik sıkıntılarına sabrederdi. Çok ibâdet ederdi. Teheccüdü (gecenin üçte ikisi geçtikten sonra namaz kılmayı) hiç kaçırmazdı. Devamlı olarak ders vermeye, ilmî olarak insanlara fâideli olmaya çok gayret ederdi. Lisânından (dilinden) hoşa gitmeyen söz çıktığı görülmezdi. Nûr yüzlü idi. Kendisinde bulunan güzel haslet ve huyları ile hiç değişmedi.
Silk-üd-dürer kitabının müellifi olan Murâdî diyor ki: “Babam, Cerrâhî’den okudu ve icâzet aldı. Babam, 1157 (m. 1744) senesinde hacca gittiğinde o da hacda idi. Mescid-i Nebi’de Ravda-i mutahherada, ya’nî Resûl aleyhisselâmın kabr-i şerîfi ile minberi arasındaki kısımda, Sahîh-i Buhârî kitabını okutuyordu. Babam da o derslerde bulundu ve çok istifâde etti. Dersi, babam tekrar ederdi. Cerrâhî, babamı hem nazm, hem de nesir hâlinde icâzet yazarak me’zun etti.”
İsmâil Cerrâhî’nin yazdığı eserlerden ba’zılarının isimleri şöyledir: 1-Keşf-ül-hafâ; Bu eserinde halk dilinde dolaşan ba’zı hikmetli sözlerin hadîs-i şerîf olup olmadıklarını, hadîs-i şerîf ise rivâyet yollarını bildirmiştir. 2-Fevâid-üd-derârî bi-tercemet-il-İmâm-ı Buhârî, 3- İdâet-ül-bedreyn fî tercemet-iş-Şeyhayn, 4- Tuhfetü ehl-il-Îmân, 5- Nasîhat-ül-ihvân, 6-Fevâid-ül-mücerrede, 7- Ecvibet-ül-muhakkıka anil-esi’üet-ü-müteferrika, 8- Kevâkib-ül-münîre, 9- Erbe’ûne hadîsen, 10-Ikd-ül-cevher-is-semîn, 11-Esn-el-vesâil bi-şerh-iş-şemâil, 12-İstirşâd-ül-müsterşidîn, 13- Ikd-ül-leâlî, 14- İs’âf-üt-tâlibîn bi-tefsîri kitâbullah-il-mübîn, 15- Feth-ül-mevlâ el-Celîl alâ Envâr-it-tenzîl, 16- El-Feyzu vel-cârî bi-şerhi Sahîh-il-Buhârî (son altı eser tamamlanmamış olan eserlerindendir).
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-2, sh. 292
2) Silk-üd-dürer cild-1, sh. 259
3) Esmâ-ül-müellifîn cild-1, sh. 220
4) El-A’lâm cild-1, sh. 325
5) Brockelmann sup-2, sh. 422
6) İzâh-ül-meknûn cild-1, sh. 28, 54, 78, 83, 94, 244, 420, cild-2, sh. 54, 107, 110, 146, 175, 205, 210, 213, 359, 392, 652
İSMÂİL ACLÛNÎ (Cerrâhî)