İnsanlardan utanarak günahı terk etmek!

İnsanlardan hayâ etmek, utanmak, onların kötülemelerinden korkmak demektir.

 

 

Sual: Günah işlemeyi, insanların ayıplamalarından korkulduğu için mi yoksa Allah için mi terk etmelidir?

 

Cevap: Günah işleyecek kimsenin, bu günahtan vazgeçmesi, ya Allahü teâlâdan korktuğu veya insanlardan hayâ ettiği, utandığı yahut da başkalarının yapmasına sebep olmamak için olur. Allahü teâlâdan korkarak terk etmenin alameti, o günahı gizli olarak da işlememektir. İnsanlardan hayâ etmek, utanmak, onların kötülemelerinden korkmak demektir. Başkalarının günah işlemelerine sebep olmak, yalnız yapmaktan daha çok günahtır. Başkalarının bu günahı işlemelerinin günahları da, kıyamete kadar bunlara sebep olana yazılır. Bir hadis-i şerifte; (İnsan günahını dünyada gizlerse, Allahü teâlâ da, kıyamet günü, bu günahı kullarından saklar) buyuruldu.

 

Herkese vera sahibi olduğunu bildirmek için, günahını saklamak ve gizli olarak devam etmek, riya olur.

 

Sual: Başkaları günah işlemesin diye, onların hatırı için, sünnetleri, müstehapları terk etmek uygun olur mu?

 

Cevap: Başkalarının günaha girmemeleri için, bir kimsenin mubahları terk etmesi iyi olur. Fakat sünnetleri, hatta müstehapları terk etmesi caiz olmaz. Mesela gıybet yapmamaları için, misvak kullanmayı terk etmek iyi olmaz.

 

Sual: Bir kimsenin, yaptığı ibadetleri başkalarına göstermekten veya onların duymasından hayâ etmesi, utanması doğru bir şey midir?

 

Cevap: İbadetlerini başkalarına göstermekten hayâ etmek, utanmak caiz değildir. Hayâ, günahlarını, kabahatlerini göstermemeye denir. Bunun için, vaaz vermekten, ilmihal kitabı yazmaktan, satmaktan, imamlık, müezzinlik yapmaktan, Kur’ân-ı kerim okumaktan hayâ etmek caiz değildir.

 

(Hayâ imandandır) hadis-i şerifindeki hayâ, kötü, günah şeyleri göstermekten utanmak demektir. Müminin, önce Allahü teâlâdan hayâ etmesi lazımdır. Bunun için, ibadetlerini ihlas ile yapmalıdır.

 

Sual: Yolda yürürken, ayağımız, giydiğimiz mestten biraz çıksa, abdest bozulmuş olur mu?

 

Cevap: Ayağın topuğu, mestin topuğundan çıkınca, mest ayaktan çıktı sayılır. Fakat ekseri kitaplar, ayağın yarıdan fazlası, mestin topuk kemikleri hizasından yukarı çıkmadıkça, ayaktan çıktı sayılmaz diyor. Buna göre, mest geniş olup, yürürken, topuğu mestten çıkıp giren kimsenin meshi caiz olur. Yürürken abdesti bozulmaz.


Kategori içindeki yazılar: Osman Ünlü