İmansız ölmek korkusu!..

Semerkant’ta yetişen büyük velîlerden Yûsüf-i Hemedânî hazretlerinin kabr-i şerîfi, Merv şehrindedir.

 

Resûlullah Efendimizin mübârek kalbindeki ilim, feyiz ve nurlar, kalpten kalbe akarak ona vâsıl olmuştu…

 

Orta boylu, buğday benizliydi.

 

Kumral sakallı, zayıf bir velîydi.

 

Eline geçeni, muhtaçlara verir, herkese şefkat ederdi.

 

Çok zaman da ağlardı!

 

Yetiştirdiği yüzlerce talebesi, büyük âlim ve evliyâ oldular.

 

Bir yandan, insanların “mânevî” dertlerine devâ sunarken bir yandan da “maddî” hastalıklarına şifâlar sunuyordu.

 

Her insana şefkatliydi.

 

Gayrimüslimlere bile…

 

Onlara nasîhat ediyor, hidâyetlerine sebep oluyordu.

 

Dünyâya, zerre kadar ehemmiyet vermezdi.

 

Evinde bir hasır vardı.

 

Bir de ibrik.

 

Üzerine aldığı bir keçe.

 

Ve yemek yapacak tencere…

 

● ● ●

 

Bu zâta bir gün dostları;

 

“İyi bir kul nasıl olur efendim?” diye sordular.

 

Büyük zât;

 

“Onlar, insanlardan bir şey beklemez, her ihtiyâçlarını yalnız Rablerinden isterler. Onların tek korkuları vardır” buyurdu.

 

Sordular:

 

“O nedir ki, efendim?”

 

Cevâben;

 

“Son nefeste imansız ölmekten korkar, Allah’ın rızâsını almak için uğraşırlar” buyurdu.




Kategori içindeki yazılar: Abdüllatif Uyan