İmanın devamlı kalmasının sebepleri

Sual: Bir Müslümanda, imanın devamlı kalmasının ve bu imanın devam etmesinin, sebepleri, şartları var mıdır, varsa nelerdir?

Cevap: Konu ile alakalı olarak Miftâh-ul-Cennet kitabında deniyor ki:

“İmanın, bizde baki, devamlı kalıp çıkmamasının şartı ve sebebi altıdır:

1-Biz gayba iman eyledik. Bizim imanımız gaybadır, zahire, görünüşe değildir. Zira biz, Allahü teâlâyı, gözümüzle göremedik. Lakin görmüş gibi inandık, iman ettik. Bundan asla şüphemiz yoktur.

2-Yerde ve gökte, insanda, cinde, meleklerde ve Peygamberlerde, gaybı bilen yoktur. Gaybı ancak Allahü tâlâ bilir ve dilediklerini dilediklerine bildirir. Gayb demek, duygu organları veya hesap, tecrübe ile anlaşılmayan demektir.

3-Haramı haram bilip, itikat etmek, inanmak.

4-Helali helal bilip, böyle itikat etmek, inanmak.

5-Allahü teâlânın azabından emin olmayıp, daimâ korkmak.

6-Her ne kadar günahkâr olsa da, Allahü teâlânın rahmetinden ümit kesmemek.

Bu altı şeyden birisi, bir kimsede bulunmasa da, beşi bulunsa, yahut birisi bulunsa da, beşi bulunmasa, o kimsenin imanı ve İslamı sahih değildir.”

Sual: Bir Müslümanın, nefsinin İslamiyetin dışına çıkmaması, azgınlık yapmaması için ne yapması gerekir?

Cevap: Nefsin İslamiyetin dışına, çıkmasını, taşmasını önlemek için, onunla iki cihat vardır:

Birincisi, ona uymamak, onun arzularını yapmamaktır. Buna, riyâzet çekmek denir. Riyâzet, vera ve takva ile olur. Takva, haramlardan sakınmaktır. Vera, haramlardan ve mubahları ihtiyaçtan fazla kullanmaktan da sakınmaktır.

Cihadın ikincisi, nefsin istemediği şeyleri yapmaktır. Buna mücâhede denir. Bütün ibadetler mücahededir. Bu iki cihat, nefsi terbiye eder. İnsanı olgunlaştırır, ruhları kuvvetlendirir. Sıddıkların, şehitlerin ve salihlerin yoluna kavuşturur. Allahü teâlâ kullarının ibadetlerine muhtaç değildir. Kullarının günah işlemesi Ona hiç zarar vermez. Kullarının nefislerini terbiye etmek, nefisle cihat etmek için bunları emretmiştir.

Sual: Bir Müslümanın yemede ve içmede uyacağı ölçü ne olmalıdır?

Cevap: Namazı ayakta kılacak ve oruç tutacak kadar gıda almak farzdır. Doyuncaya kadar yiyip içmek mubahtır. Doyduktan sonra yemek, içmek ise haramdır. Yalnız sahurda ve misafiri utandırmamak için yemek haram olmaz.


Osman Ünlü

Kategori içindeki yazılar: Osman Ünlü