Şafiî mezhebi fıkıh âlimi. İsmi, İbrâhim bin Abdürrahmân bin İbrâhim bin Sibâ bin Ziya olup, künyesi Ebû İshâk’dır. Lakabı Burhânüddîn’dir. 660 (m. 1262) senesinde doğdu. 729 (m. 1329) senesinde Dımeşk Bâderâiye Medresesi’nde vefât etti. Aslen Mısırlı idi.
İbn-i Ferkâh, Arab dili ve edebiyatının inceliklerini amcasından, fıkıh ilmini ise babasından öğrendi. Fıkıh ilminde söz sahibi oldu. Zamanın âlimlerinden ilmî yönden çok ileride idi. Fıkıh ilmindeki üstünlüğü husûsunda âlimler ittifâk etti. İbn-i Abdüddâim, İbn-i Ebi’l-Yüsr, Yahyâ bin Sayrâfî’den ve başka birçok âlimden hadîs-i şerîf dinledi. Babasının vefâtından sonra Bâderâiyye Medresesi’nde. babasının yerine müderris oldu. Emeviyye Câmii’nde talebelere ders verdi. Müslümanlar ondan çok istifâde ettiler. Ona yüksek makam ve mevkiler teklif edildiği hâlde kabûl etmedi Amcası Şerefüddîn’den bir müddet sonra hatîblik yaptı. Daha sonra bu vazîfeyi bıraktı. Tekrar Bâderâiyye Medresesi’ndeki görevine döndü. Büyük âlim Sarsarî’den sonra, Şam kâdıl-kudâtlığı ona teklif edildi. Bizzat Şam naibi ve diğer devlet ileri gelenleri bu iş üzerinde durdular. Buna rağmen İbn-i Ferkâh bu vazîfeyi yine kabûl etmedi ve vazîfeyi kabûl etmemekte ısrar etti.
Zamanında Şafiî mezhebi reîsliği kendisinde bulunuyordu. Yanında büyük âlimler yetişti. Yazı ve konuşmalarında ifâdesi çok düzgündü. Dili çok tatlı idi. Devamlı ders vermekten bıkıp usanmazdı. Derslerini çok kolay verirdi. Çok namaz kılar, oruç tutar ve Allahü teâlâyı zikrederdi. Tevâzu sahibi, hayır işlerinde çok gayretli idi. Gıybetten ve başkasına sıkıntı vermekten son derece sakınırdı. Cömert idi. Vermeyi, ihsânda bulunmayı severdi. Başkasını ziyâret etmeye ve cenâzelerde bulunmaya ehemmiyet verirdi. Talebelerin dertlerini anlamaları için bütün gücü ile çalışırdı. Onlara karşı şefkatli ve merhametli idi. Talebeleri arasında ilim ve fazilet sahibi olanları medhederdi.
İbn-i Ferkâh, zarif ve orta boylu idi. Nûr yüzlü bir zât olup, kalbe sevinç ve ferahlık verirdi. Hattâ onun bu durumu, kana ve rûha işlerdi. O, Şam’ın büyük âlimi ve bereketi idi. Çok ecir ve sevâblara kavuştu. Allahü teâlânın lütfuna ve insanların medhine mazhar oldu.
Zehebî onun hakkında: “İbn-i Ferkâh, heybetli olmakla beraber, merhametli ve yumuşak tabiatlı idi. Fitne ve kötülüklerden hiç hoşlanmazdı. Ba’zı işittiklerini yazdı. Hadîs ilmini çok iyi bilirdi. Vera’ ve vakar sahibi idi” demektedir. Kemâlüddîn Ca’fer de onun hakkında şöyle demiştir: “İbn-i Ferkâh bir ara Beytr-ül-mâl vekîlliği yaptı. Sonra bu vazîfeden ayrıldı. Kendisine lâzım olan işlerle uğraştı. Makam ve mevkı’ye i’tibâr etmedi Güzel bir hayat sürdü. “Ben ne zaman, minberde hutbe, va’z ve nasihat için ayağa kalksam, Allahü teâlâdan haya ediyorum. Zîrâ va’z ve nasihati, ancak ehli ve lâyık olanlar yapar” diyerek tevâzu ederdi.”
İbn-i Ferkâh birçok eser yazdı. Yazdığı eserlerden ba’zıları şunlardır. 1- Şerhün-alet-tenbîh’: Yirmi cildlik bir eserdir. 2- Ta’lîk-ün-alâ muhtasar-ı İbn-i Hâcib: Usûl-i fıkha dâir bir eserdir. 3- El-İ’lâm bi fedâil-iş-Şâm, 4- Fetâvâ, 5-Fedail-i aşere-i mübeşşere, 6- El-Menâih li tâlib-is-saydi vez-zebâih.
¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾¾
1) Mu’cem-ül-müellifîn cild-1, sh. 43
2) El-Bidâye ven-nihâye cild-14, sh. 146
3) Ed-Dürer-ül-kâmine cild-1, sh. 34
4) Şezerât-üz-zeheb cild-6, sh. 88
5) Tabakât-üş-Şâfiiyye (Sübkî) cild-8, sh. 312
6) Tabakât-üş-şafiiyye (Esnevî) cild-2, sh. 290
7) Keşf-üz-zünûn cild-1, sh. 127, 218, 489; cild-2 sh. 1237
8) Brockelmann Gal-2, sh. 130 Sup-2, sh. 161
İBN-İ FERKÂH