İbadetlerin kabul olması için ne yapmalı?..

Her zaman ve bu ayda yapacağımız duaların ve ibadetlerin kabul olması için, beş şeye çok riayet etmelidir…

 

 

 

“On bir ayın sultanı” olan ramazan ayının gündüzlerini oruç tutarak ve gecelerini de terâvih namazı kılarak geçirmeye çok gayret etmelidir. Bu ayda, Allahü teâlâ kullarınının dört şeyi yapmasını da çok sever. Bunlar; kelime-i şehadet getirmek, günahlara tövbe ve istiğfar etmek, Cennete girmeyi ve Cehennemden kurtulmayı istemek..

 

Her zaman ve bu ayda yapacağımız duaların ve ibadetlerin kabul olması için, ayrıca beş şeye çok riayet etmelidir:

 

1- Önce, Ehli sünnet itikadına uygun iman etmelidir. Son nefesimizi verinceye kadar bu imandan ayrılmamaya çalışmalıdır. Küfre sebep olan her türlü sözden ve fiilden uzak durmalıdır. Âhirette, kâfirlerin hiçbir iyiliğine ve ibadetine sevap ve mükafat verilmeyecektir.

 

2- İlim sahibi olmalıdır. Namazın, orucun ve her ibadetin, fıkıh ve ilmihal kitaplarında yazan farzlarını, vaciplerini, sünnetlerini, mekruhlarını ve müfsitlerini/bozan şeylerini mutlaka öğrenmelidir. İlimsiz amel, dalâlettir/sapıklıktır. Yanlış ve bozuk olur. 

 

3- Niyetin, her ibadet için farz olduğunu bilmelidir. Ramazanda her gün tutulacak orucun her birisi için ayrı niyet etmelidir. Oruca niyetin ilk ve son vaktini bilmek ve bu vakitler arasında niyeti yapmak lazımdır. İlk vakti, akşam güneş batıncadır. Son vakti de, dahve-i kübradır. Yani, öğle namazına bir saat kalıncaya kadar niyet edilebilir.

 

4- Bütün ibadetleri ihlas ile yapmalıdır. Allah rızası için olmayan, başkasına riya/gösteriş için yapılan ibadete sevap verilmez. Orucun diğer ibadetlerden farkı, onda gösteriş yoktur. O, kul ile Rabbi arasındadır, başkalarının haberi bile olmaz. Bunun içindir ki, Rabbimiz “Âdemoğlunun bütün amelleri kendisi içindir, oruç hariç. O, benim içindir. Yemesini içmesini, nefsânî arzularını benim için terk ediyor, onun karşılığını da ben vereceğim” buyuruyor. 

 

5- Kul haklarından çok sakınmalıdır. İmâm-ı Rabbânî “rahime-hullahü teâlâ”, buyuruyor ki: “Bir kimse, Peygamberin ameli gibi amel yapsa, fakat üzerinde yarım dank, yani çok az kul borcu olsa, bunu ödemedikçe Cennete giremez.” Duaları da kabul olmaz. Resûlullah “sallallahü aleyhi ve sellem” buyurdu ki: (Üzerinde kul hakkı olan, mahlûkların malına, ırzına dokunan, ölmeden önce helâlleşsin, ödesin! Zirâ o gün altının, malın değeri olmaz. O gün, hak ödeninceye kadar, kendi sevaplarından alınacak, sevapları olmazsa, hak sâhibinin günâhları, buna yüklenecektir.)

 

İbni Âbidîn “rahmetullahi aleyh” (Dürr-ül-muhtâr) kitâbını açıklarken, namaza niyet bahsi, ikiyüzdoksanbesinci sahîfede buyuruyor ki, (Kıyâmet günü, hak sâhibi, hakkını affetmezse, bir dank hak için, cemâat ile kılınmış, kabûl olmuş yediyüz namazı alınıp, hak sâhibine verilecektir.) [Bir dank, dirhemin altıda biri, yaklaşık olarak, yarım gram gümüştür.]

 

 

 

Hasan Yavaş’ın önceki yazıları…





2025-03-12 02:00:00

Kategori içindeki yazılar: Hasan Yavaş